19 Şubat 2017 Pazar

BAYKAL..

            Referandum öncesi birlikteliklerini, çok düzgün ve kendisinden beklenen bir konuşmayla açtı Zeytinburnu’nda Sayın Baykal. Vaktiyle neden ve nasıl bir soysuz komployla Partisinin Başkanlığından kendi eliyle tasfiye ettirilmek zorunda bırakıldığını, dosta ve düşmana karşı yaptığı konuşmanın nitelik ve niceliğinde, büyük bir açıklıkla tekrar ortaya koydu.

            İnşallah Baykal daha önce kenara koyduğu demir asayı yine eline almıştır, dedirtti tüm ahde vefa sahibi dinleyicilerine. Esasen bıraktığı yerden mücadeleye mecburdur da diğer yandan. Çünkü kendisi Erdoğan’ı bu ülkenin başına musallat edendir de bir bakıma. Şüphesiz milletini bugün ülkesinin başında karabasan haline gelmiş AKP belasından kurtarmak da önce kendisine düşer. Bu bir vefa borcudur da kendi adına esasen.

            Ancak bundan sonra gelecekte de tarihe, hak edeceği bir saygınlıkla tertemiz girmesi mümkün olacaktır. Yoksa böyle bir, iki göstermelik konuşmayla değil. Yeni ve yine bir senaryoda havlu atmadan, görevinin sonunu getirebilecek mi? Bakalım göreceğiz. Şimdilik çok verimli başladığını söylemekle yetinelim sadece. İnşallah, Allah arkasını da yüz akıyla getirir.

            Bu konuşmaya değinmek gerekirse; nosyonu herkesçe malum, kendisini ispat etmiş, çok tecrübeli bir siyasa kimliğine sahip Baykal, konuşma sanatında da tartışmasız lider olduğunu, Erdoğan tipi Başkanlık paradigmasını, ayrıntılarına parçaladığı açmazlarıyla ortaya koyduğu tatminkâr ve doyurucu ifadesiyle, yürekleri bir kere daha fethetti.

            Aynı bağlamda tirat konusunda, Erdoğan’la arasındaki gece-gündüz farkını da yeni versiyonuyla itirazsız bir kere daha güncelledi. Ve eminim ki diğerinin yine uykularını kaçırdı, bundan sonrası içinde yine kâbusu oldu. Aslında kendisine yapılan komplonun gerçek nedeni de bu korku değil miydi? ‘Burada CHP’li olarak değil, bir vatandaş olarak bulunuyorum’ derken de yüreklerimizde yatan ve beklediğimiz olanı ortaya koydu ve çok da alkış aldı.

            Hele 1946 dan 2002 ye kadar olan ortalama ülke kalkınma hızı yüzde 5,1 iken, 4,1 e düşüren AKP iktidarının, kalkınma safsataları yanında, yavuz hırsız aymazlığı ile bir de sözde başarıyı sürdürebilmeleri için, istikrardan söz etmelerindeki sahtekârlığı ortaya koyarken; aynı konuyu, defalarca dile getiren diğer konuşmacıların başaramadığı kadar bir tatmin noktasına da taşıdı.

            İyi bir yazar olabilirsiniz; ama aynı zamanda iyi konuşmak farklı bir yetenektir. Hele bu becerinizi içinde asla yalan olmayan, sadece doğru, dürüst ve adil olanla bezerseniz, işte o zaman liderliğinizi de ortaya koymuş olursunuz. Bana kalırsa, ikinci kurtuluş savaşı günlerimizde Atatürk’e yakışacak nitelikte olan tek liderdir Baykal.


O halde asla geri adım atma Sayın Baykal. Gazan mübarek olsun. Ve sakın unutma ki sen milletine borçlusun. İşte ikinci kurtuluş döneminde milletine önder olup büyük bir HAYIR işleyerek, şimdi bu borcunu da eda etmelisin. Ve artık vakti gelmiştir...

                                                                                   Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder