Siz
bakmayın resmin görünen yüzüne; Hitler bile bizimkinin yanında devenin
toynağındaki ufak kır dikeni gibi kalırdı. Evetlerinizle
uyandıracağınız o karanlık ruhun derinliklerinde işaretinizi bekleyen depresif
canavar, hele bir de iplerini koparmaya görsün, anlarsınız. Siz sağlık uykunuza
daha devamda kalın.
15
yıldır bu ne uykusudur be. Elinizle şişirdiğiniz canavara, yataklarınızda çerez
olmak üzeresiniz. Ayrıca İslamcı yazar Levent
Gökdeniz ‘in
dediği gibi yatak odalarınızın anahtarlarını da istendiğinde yandaşlarına
teslim etmek zorunda kalacaksınız. Yani Osmanlıda, kimseye sorulmadan Sarayın
haremine her evden cariye toplandığı da hiç unutulmasın.
Sonra
bunlar kimlere peşkeş edilirdi o da ayrı bir sorundu. Hele de başlık parası filan
boşuna da beklemeyin sakın, nasihat bile alamazsınız. Ayı bile derin uykusundan
vakti geldiğinde çoktan silkinip kalkardı; ama uykuda postunu da asla kaptırmazdı.
Her halükarda çok iyi bilmek zorundayız ki tartıya konan yeni Anayasa ve
Başkanlık sistemi ile ülkemizin emperyalist tarafından bizatihen işgal edilmesi
arasında, esasta hiçbir fark yoktur aslında.
Şimdi
neresinden bakarsanız bakın; ama Referanduma bu gözlükle bakmanızda hem Ulusal
müktesebatınız hem de sizin ve tüm ailenizin ruh sağlığı açısından sayısız Hayırlar
vardır. Biz söylemiş olalım da, günahı da sevabı da size ait olsun bundan sonra.
Rıdvan denen bir futbol eskitmesi, ’bana
Şeytan deme, 55 yaşındaki adam Şeytan olmaz’ diyor Şenol Güneş’e. Söyleyelim o
zaman, ulan hem de Şeytanın babası olur. Çünkü Şeytanın da olmuşu, pişmişi,
kestane gibi kavrulmuşudur o artık. İnanmıyorsan bak çevrene, kendin gibi olgun
sayısız Şeytan göreceksin. Yoksa çoluk çocuğun her tarafı Şeytan olsa ne yazar.
Unutma
ki top oynadığın gençlik yıllarında sen bile bu kadar Şeytan değildin. Ayrıca
evet dediğin birisi bile ‘hırsızlık babadan oğula geçer’ dememiş miydi?
Şeytanlık da böyle bir hastalıktır işte, büyükten küçüğe geçer. Yani hiçbir
insan yavrusu Şeytan veya hırsız doğmaz.
Sen bunu da iyi bilirsin, şimdi de
milletçe binmişiz bir tekere, birlikte gidiyoruz pokere. Hali pür melalimizi bizim
Temel’e bile sorsan; ‘ula zaten sizde akıl olsa idi böyle İblis kuyruğuna takıl
olmazdınız uşaklar’ derdi sana kesin. Ayrıca senin evet demene de ihtiyacı
yoktur biraderlerinin nasılsa.
Çünkü herkes HAYIR dese bile yine
sandıktan ‘evet’ çıkacağı; mevcut ve ne hikmetse hala çalışan, nalıncı keseri
gibi de hep kendi(!) tarafına yontan meşhur ve aynı dijital sayaçla alınacak
sonuçların, geçmiş diğer sayımlarda olduğu gibi yine AKP tarafını göstereceği
gün gibi ortadadır. Ne yazıktır ki muhalefetin bütün gücü de, bu sadece tek
taraflı işleyen düzeneği kaldırmaya yeterli olamamıştır şimdiye kadar. Balık
bile iki defa aynı oltaya takılmaz. Balık kadar bile olamadığınıza göre, o
halde hüsran yine hüsran olacaktır sonuçta.
Bu arada hala Bahçeli mi? Onu unutun,
son barutunu da harcamış bir boş kovandır artık o. Hoş eskiden de aslında
yivsiz, kurusıkı boş tabancadan başka bir şey değildi. Şayet hamurunu o
mübarek(!) eliyle açtığı Başkanlık pişerse, o çok güvendiği Başkanının elinde,
kedinin sıçanı gibi kalacağını kendisi de anlayacaktır nasıl olsa işin sonunda.
Refakatçileri mi ne olacak? Onları zikretmeye bile gerek yoktur. Arif olan
anlar.
Ee emekli kardeşim gelelim sana. Sen
ne düşünürsün AKP Panayırının en son balonu Varlık Fonu hakkında. Hele de hesabın
başında jöleli danışman varsa. Desene hep birlikte maaşlarımızı, bundan böyle artık
Düyunu Umumi ’den alacağız. İyi de ne zamana kadar! Yani yabancı patron ne
zamana kadar ödeme yapar acaba bize?
Hani
bunu da bir düşünüversen diyorum. Sen yine boş verir takmazsın kafana nasılsa,
en iyisi de hala uykuya devam et, tabii bıçak kemiğine dayanıncaya kadar. Veya
nasıl olsa da öbür tarafta Hurilerle, Nuriler kollarını açmış seni bekliyor
olacaklardır. Boş ver umurunda mı Dünya.
Erdoğan
ve tarafgirlerinin Başkanlıkla prangalardan kurtulacağız manevraları, asimetrik
alındığında ancak doğruluk kazanır. Çünkü Osmanlı despotu Abdülhamit’in bile 33
yılda ümmetine yaşatmadığı böylesi ihanet ve sorumsuzluğu, son milli
kaynakların Varlık Fonuna aktarılmasıyla, 15 yılda AKP Hükümeti yapmıştır. Ve aslında
tüm milli varlığımızın yeni bir Düyunu Umumi bileşkesinde yine yabancı sermaye
altına alınması bağlamında, sahte AKP Osmanlıları tarafından şimdi Türk Ulusunun
geleceğinin dahi prangalanıyor olması gerçeği, tarihin ihanetinin dik alası değil
de nedir?
Anlaşılıyor ki Erdoğan’ın önce Başkan
olmasını bekliyor birileri. Beraberinde Cumhuriyet tasfiye olup, federatif bir
ortam hazırlandıktan sonra da emsal ülkelerde yaptıkları gibi despot Erdoğan’dan
kurtulup, kendi profesyonelleriyle rafine bir kadroyu işbaşına getirmeyi
planlıyor olmalılar. Trump’un yeni CIA Başkanı Türkiye’ye, Erdoğan’ı yine
kafaya almak ve bunun zemin yoklaması dışında sizce neden gelmiş olabilir. Böylece
yeni Sevr şartlarının oluşacağı Türkiye’den ve yılların kâbusundan kurtulmaları,
hesapları tutarsa mümkün olacak demektir.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder