9 Mart 2016 Çarşamba

HEGEL DOĞRUSU..

            Ankara’ya bak! Göbeğinde dünyaca tescilli kanlı terör örgütü Hiz but Tahrir toplanıyor, iki sokak ötedeki TBMM de ise bizim bademler tespih çekiyor, kimi de güzellik uykusundalar. Vah ki ne vah, DEVLETE bak da saatini ayarla. Sonra da Davut’ların ülkesi Dünya basınınca, kara para, Mafya ve terör cenneti olarak yaftalanınca, çekirdeksiz gak gukla itiraza başlanıyor. Hayırlara tebdil olsun, başka da ne denebilir ki. Başkentin göbeğinde toplanan güruhun ritüellik(!) resimlerine baktığımızda, bizdeki mütedeyyin badem görüntüsünün bile, tetikçi tiplemesi Haçlı beslemeleri arasında, suratta ki benler gibi kaldığını gördük.

            Türkiye’de işlerin hesapladığı gibi yürümeyeceğini gören ABD, şimdi yeni arayışlara girerken, İncirlikteki üssünü Kuzey Suriye’ye kaydırmaya niyetleniyor. Diğer yanda ise yeni Başkan adayı Triumph’un ilk olarak işkence yasağını kaldırma teklifiyle göreve başlayacak olması da bize yeni ilhamlar veriyor doğrusu. Bu ne akıldır. Sanki başta CIA, NSA olmak üzere ülkesinin bütün milli, pardon kampüs(!) güvenlik çeteleri, kendi yeraltı inlerinde, terörist bahanesiyle bir sürü günahsız muhalif üstünde her fırsatta Engizisyona bile rahmet okutan işkence modelleri geliştirmiyorlarmış ve büyük patronları da diğer yanda gerçek terörü kendi eliyle finanse etmiyormuş gibi…


            Demek oluyor ki, hep söylediğimiz gibi aşağıdan yukarıya veya yukarıdan aşağıya nasıl bakılırsa bakılsın, önce ABD belasından kurtulmadan terörden kurtulmak asla mümkün olmayacaktır. Ya mevcut olanlar mı? Sürünün lideri yok olursa ki buna AB ve İsrail de dâhil olmak üzere, sürü mürü de kalmaz ortada nasıl olsa. Aynı bağlamda bizdeki Vatikan İmamlarının liderliğindeki tarikat sürüleri ve mecliste vergilerimizle beslediğimiz müstevli beslemeler de nasiplerini alacaklardır kuşkusuz. Herifler içimizde nasıl teşkilatlanmışlar ve yıllar üstünde nasıl da aymazca izlenmiştir bu oluşum. İpini koparan hergele nasıl da yolgeçen hanı yapmıştır bu güzel vatanımızı ki akıllara ziyan.

            Ancak düşünce doğrumuzun eğrisinde yakalayabileceğimiz varsayımsal algılar, bu adamların ve kadınlarının güncel yaşam felsefesini oluşturan yaşamsallarıdır. Ve onların düşünce doğruları olmadığı içinde hep varsayımsal bir eğride yaşarlar. Tarikat bademliği de böyle bir şeydir işte. Ve ne yazık ki, bununda farkındalığında olabilecek düşünce doğrusundan yoksundurlar. Sadece böylesi adamları tetikçisi yapabilen emperyalistin doğrusu da aynı varsayımsaldır ve sadece bundan nemalanır işte.

            Tarihte defalarca yaptığı gibi hepsinde acımasız bir hezimetle yanılgı yaşadığı teşebbüsten sonra bile, hala aynı varsayımsalda nefes alan emperyalist, Hegel’in diyalektiği gibi baş aşağı durmakta ve kendisini de ayakları üstünde doğrultacak Marx’ını beklemektedir belki de. O da kendi Konfederasyonu içinden çıkacaktır muhtemelen. Buna doğru arayış da başlamıştır artık ABD’de. Ne var ki, bizdeki tutkun, mazoşist aymaz biraderler, bu gelişimden de bihaber, ısrarla boşluğa doğru savurmaya devamdadırlar…


            Tanrının bildiğini kuldan saklamayalım. Bence son yılların en önemli olayı, Göbeklitepe defilesiyle on binlerce yılın getirisi olan muhteşem Türk tarihinin, 1071 de başladığını söyleyenlerin beyinlerine çivilercesine bugünün kadınına, kadınlar gününde en değerli armağan olarak sunulan, anlam dolu yansımasıydı. Bu oluşuma tüm emeği geçenleri bütün kalbimizle kutluyoruz.

         Son olarak da atlamayalım ki; AYM arkasında milletinin güvencesini arar ve bunu görmek ister. Yalnız bırakılmaması gerekir. O halde milletçe AYM’nin arkasında durduğumuzu her vesileyle ortaya koymalıyız. Bakın o zaman beklediğimiz devrim nasıl, hem de kansız gerçekleşecektir…

                                                                      Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder