Sadece
sarayda Muhtarlara resital vermekle olmuyor Devletin başı olmak Tayyip Erdoğan.
Bak bu kaçıncı oldu. Hep bizim günahsız çocuklarımız ödemeyecek, ülkelerinin
içinde bulunduğu kaosun sorumlusu tüm keferelerin günahını. Yani onlar da
taşımalı günahlarının riskini. Öyle ya liberal(!) yatırımcılığın esası da bu
değil midir?
Memleketimiz bu duruma düşürülmüşse,
bunun baş sorumlusu AKP Hükümeti ve başta besleme basını olmak üzere menfaat
aidiyeti içinde olan tüm yandaş takımıdır. Bunlardan sonra gelir aslında, gerçek
inisiyatör ABD&AB&İSRAİL üçgeninde ki geri kalan emperyalist blok. O
halde bütün taraflar aynı riski sorumluluğu paylaşmak zorundadırlar; günahsız
insanlarımızın bok yoluna giden canlarından oluşan ki onların içinde bende,
sende ve bizim aile fertlerimizde olabilirler. Mesela senin Emine Hanım bir
süper AVM de topluca berhava olabilir. Veya çocukların gemicikleriyle birlikte torpillenebilirler
ki neden olmasın. İnan ki değil 1500 adamın, bir o kadarı daha bile seni ve aileni koruyamaz.
O halde haydi varmısın, ABD,
İngiliz, İsrail elçiliklerinden başlamaya. Şayet bu yeterli olmazsa da,
Sinagoglarını, Kiliselerini sıraya koymaya. Şayet oralarda da muadil kanlı
patlamalar olursa – nasıl olsa ağzımızla kuş bile tutsak barbar olarak
yaftalanmıyormuyuz? – tahribat kendi canlarını da bulacağından, herifler şapkalarını
önlerine koyacaklardır artık, ne dersin? Görelim şimdi encamını, bakalım ne
kadar delikanlısın. Bak sana şeref sözü vereyim ki; yerinde olsaydım, bu
dediğimi harfiyen yapardım ve benden sonra da tufan derdim. Ona göre. Acaba
sende de bu yürek var mı?
Şayet yoksa da, kalan şerefinle
en azından istifa etmelisin ki bu da en azından son çıkış yolun olur kendi
adına. Daha fazla da kendi ve ülkenin geleceğini karartma. Yeteneksiz
danışmanlarını değil, önce kendi aklını dinle, akıllı ol. Derhal Meclise
vereceğin bir deklarasyonla, acilen bir Milli Hükümet
kurulmasının önünü aç. Belki de bu senin aklanabilmen için son fırsatın
olacaktır, kıymetini bil, bunu da sakın ola unutma. Zira Türk evladının sabır
barajı artık taşmak üzeredir ve o muhteşem selin altında kalacak olanları
İlahlar korusa bile önünde hiç bir güç duramayacaktır…
Bugüne kadar olan canlı bomba
patlamaları gösterdi ki; ne hikmetse(!) hiçbir Burjuva mekânında, lüks AVM’lerde,
yabancı bankaların, uluslararası finans kurumlarının yoğunlaştığı mekânlarda
herhangi bir tahribat olmuyor. Demek ki “al gülüm ver gülüm” mealinde
göstermelik ikili bir oyun oynanmaktadır. Yani milletimize; ülkemizi bölmek, sömürgeleştirmek
üzere gözdağı vermek adına kayba uğratılan, sadece bizim günahsız vatan
evlatlarımızdır. Bu elbette böyle gitmez. Eskiler unutuyor, yeniler de bilmiyor
ki, Türk’ün korku duygusu yoktur, körelmiştir. İçimizde ve dışımızda sebep
olanların taraflarında da emsal kayıplar yaşanmalıdır. Çünkü onlarda
günahlarının kefaretini ödemek zorundadırlar şüphesiz. Hani bir zamanlar söylediğin
gibi de, ‘Men dakka dukka’. Unuttun mu yoksa…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder