14 Mart 2016 Pazartesi

HAYDİ VARMISIN..

            Sadece sarayda Muhtarlara resital vermekle olmuyor Devletin başı olmak Tayyip Erdoğan. Bak bu kaçıncı oldu. Hep bizim günahsız çocuklarımız ödemeyecek, ülkelerinin içinde bulunduğu kaosun sorumlusu tüm keferelerin günahını. Yani onlar da taşımalı günahlarının riskini. Öyle ya liberal(!) yatırımcılığın esası da bu değil midir?

            Memleketimiz bu duruma düşürülmüşse, bunun baş sorumlusu AKP Hükümeti ve başta besleme basını olmak üzere menfaat aidiyeti içinde olan tüm yandaş takımıdır. Bunlardan sonra gelir aslında, gerçek inisiyatör ABD&AB&İSRAİL üçgeninde ki geri kalan emperyalist blok. O halde bütün taraflar aynı riski sorumluluğu paylaşmak zorundadırlar; günahsız insanlarımızın bok yoluna giden canlarından oluşan ki onların içinde bende, sende ve bizim aile fertlerimizde olabilirler. Mesela senin Emine Hanım bir süper AVM de topluca berhava olabilir. Veya çocukların gemicikleriyle birlikte torpillenebilirler ki neden olmasın. İnan ki değil 1500 adamın, bir o kadarı daha bile seni ve aileni koruyamaz.

            O halde haydi varmısın, ABD, İngiliz, İsrail elçiliklerinden başlamaya. Şayet bu yeterli olmazsa da, Sinagoglarını, Kiliselerini sıraya koymaya. Şayet oralarda da muadil kanlı patlamalar olursa – nasıl olsa ağzımızla kuş bile tutsak barbar olarak yaftalanmıyormuyuz? – tahribat kendi canlarını da bulacağından, herifler şapkalarını önlerine koyacaklardır artık, ne dersin? Görelim şimdi encamını, bakalım ne kadar delikanlısın. Bak sana şeref sözü vereyim ki; yerinde olsaydım, bu dediğimi harfiyen yapardım ve benden sonra da tufan derdim. Ona göre. Acaba sende de bu yürek var mı?

            Şayet yoksa da, kalan şerefinle en azından istifa etmelisin ki bu da en azından son çıkış yolun olur kendi adına. Daha fazla da kendi ve ülkenin geleceğini karartma. Yeteneksiz danışmanlarını değil, önce kendi aklını dinle, akıllı ol. Derhal Meclise vereceğin bir deklarasyonla, acilen bir Milli Hükümet kurulmasının önünü aç. Belki de bu senin aklanabilmen için son fırsatın olacaktır, kıymetini bil, bunu da sakın ola unutma. Zira Türk evladının sabır barajı artık taşmak üzeredir ve o muhteşem selin altında kalacak olanları İlahlar korusa bile önünde hiç bir güç duramayacaktır…


            Bugüne kadar olan canlı bomba patlamaları gösterdi ki; ne hikmetse(!) hiçbir Burjuva mekânında, lüks AVM’lerde, yabancı bankaların, uluslararası finans kurumlarının yoğunlaştığı mekânlarda herhangi bir tahribat olmuyor. Demek ki “al gülüm ver gülüm” mealinde göstermelik ikili bir oyun oynanmaktadır. Yani milletimize; ülkemizi bölmek, sömürgeleştirmek üzere gözdağı vermek adına kayba uğratılan, sadece bizim günahsız vatan evlatlarımızdır. Bu elbette böyle gitmez. Eskiler unutuyor, yeniler de bilmiyor ki, Türk’ün korku duygusu yoktur, körelmiştir. İçimizde ve dışımızda sebep olanların taraflarında da emsal kayıplar yaşanmalıdır. Çünkü onlarda günahlarının kefaretini ödemek zorundadırlar şüphesiz. Hani bir zamanlar söylediğin gibi de, ‘Men dakka dukka’. Unuttun mu yoksa…

                                                                       Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder