13
yıldır her seçim sonunda aynı şeyleri yazmaktan ben bıktım, siyaset yaptığını
sanan muhalefet partileri bıkmadı. AKP iktidarıyla birlikte oluşan boru kafalı
insanlar türüne ilaveten solucan ve diğer omurgasızgiller familyalarının da
bolardığı ülkemde, boru kafalı türe artık ana muhalefet partilerini de sokmamız
gerektiği, nihayet tartışmasız olarak çıktı ortaya. Çünkü bunlarında
kafalarında deneyime yer yok anlaşılan. İnanıyorum ki, şayet tarafsız
olabilirlerse bu tespite bizatihi kendilerinin de hiç bir itirazı olmayacaktır
veya olmamalıdır.
Beklenildiği gibi, yine ve yeni bir
manipülasyondan öteye geçemeyen ve hiçbir mantık ölçeğine sığdırılamayacak
seçim sonuçları, sadece seçmene mal edilmemelidir. Çünkü hiçbir ülkenin
vatandaş bireyleri, bu kadar dirayetsiz ve mantık yoksunu olamazlar. Zira böyle
bir sonucu, kendisini bile var saymayan bu kadar olumsuz deneyimden sonra, istese
de hiçbir mantık kabul edemez.
İki seçim dönemi arasında kalan
süreci iyi kullanan, başta da kendi adaylarını yenileyen, yer altı/üstü yandaş
faaliyetlerine, Okyanus ötesi ve AB Gladyosu desteği de sağlanan AKP ye, böylece
son bir şans daha verilmiş ve yeniden iktidara zorla itilmiştir. Yani iktidara taşınmamış,
kelimenin tam anlamıyla arkasından itilmiştir. İşte ince hesaplara dayalı ve
ustaca hazırlanmış, fazla da abartılı olmayan seçim sonuçlarının matematiksel
grafiği de bunun delilidir. Güneydoğumuzdaki emelleri adına son ümidi AKP olan ve
vazgeçilemez Anadolu’muzda artık açıkça sahneye konulan emperyalist misyonunun,
AKP mecburiyeti yoksa hala anlaşılamadı mı?
Tabii bu tespitimize, malum %22’lik
taban AKP seçmeninin her ne kadar itirazı olsa da mevcut durum budur. Sabık ABD
Mernis projesinin Türkiye paraleli olan ve kendi kontrollerinde olduğunu
sandıkları Seçsis sistemiyle, son 13 yılın AKP mağduru olan bugünkü Türkiye’mizde
hala adil ve tarafsız seçim sonuçları bekleyenler, böylece bir kere daha
hüsrana uğramış oldular.
3 konuya daha kısaca değinmeden
geçmeyelim:
1)
AKP aday listesini daha yeni ve popüler bir çizgiye taşırken isabetliydi.
2)
CHP ise, bünyesinde birden fazla Hükümet kurabilecek kaliteli insan kaynağı
mevcutken, halkı ile bütünleşemeyen adayları ihtiva eden eski liste de ısrarcı
olmakla, baş kaybeden olmuştur. MHP ise, 7 Haziran sonrası milli bir Hükümet
oluşturulabilme şansını heba ettiği için, artık beni hiç ilgilendirmiyor.
3)
AKP ye destek olur amacıyla isabet kaydederken, günahsız insan hayatlarını yok eden
emperyalistin Ankara katliamı, tüm insanlık adına yenir yutulur gibi değildir.
AKP aptalca bu senaryoyu kendi üstüne yazdırmıştır; ama esas suçlu ABD ve
Gladyosudur kuşkusuz, ne var ki AKP buna rağmen, yarın bu dolaylı eylem
ortaklığı için de hesap verecektir. Çünkü bu vahşi ve insanlık dışı eylemden,
seçim menfaati çıkardığı açıktır.
ABD’nin kendilerine kakaladığı Mernis
Projesiyle EWG dönemlerinden itibaren, ekonomik bağlamda kevgire döndüklerini
sonunda anlayan AB cemaati, nasıl kendi sistemlerine dönmüşlerse, komşu
Yunanistan bile aynı projeyi elinin tersiyle fırlatıp atmıştı. O sayede de aslında;
yıllar sonra ilk defa Yunanistan da tarafsız ve kurgusuz yapılan seçimlerde, AB
göbeğinde bir Sosyalist Parti iktidar olabilmişti. İşte bu çok açık deneyim
dahi ne yazık ki bizim muhalefete bir öğreti sağlamadı ülkemizde.
Ve artık apaçık ortaya çıkmıştır ki;
Vatan, Millet tiratlarıyla vatandaşın karşısına çıkan muhalefet partilerinden
ne köy ne de kasaba olur. Görülüyor ki bu partilerin tek amacı, kendi kıyak
vekillikleri ve yanında kaymaklı emeklilikleri adına mecliste bir sandalye
kapmaktan başka da bir şey değildir. Sonuç olarak artık Türk Milleti tarafından
da iyice anlaşılmıştır ki; Milli bekası olan tam bağımsız Kemalist varlığını
temsil edebilecek bir Milli Hükümet, mevcut olan içi boşalmış muhalefet
toprağında, maalesef yeşeremeyecektir. Bunun için de, partilerin milli
geleneklerine dönmeleri adına gerekli revizyonlar şarttır.
Ve Türk Milleti bu makûs durumda,
sadece adına milletin vekili denen, meclisin suyunu da sıksanız içinde iki elin
parmaklarından fazla adam bulamayacağınız bir takım paraziti, kendi yokluğuna,
çaresizliğine rağmen yine beslemek zorunda kalacaktır.
İçinde alışıldığı gibi her şeyin(!)
yer aldığı bu son seçimden sonra da tekrar anlaşılmıştır ki, her şeylere(!)
rağmen AKP yine de iddia ettiği gibi çoğunluğun değil; ama yukarıdaki tariflere
cuk oturan malum bir azınlığın Hükümeti olmaktan öteye yine geçememiştir. Ve
böyle bir Hükümetin de, Obamayla birlikte yakın bir gelecekte, çabuk unutulacak
bir tarih olmaktan başka da bir geleceği yoktur. Bekleyelim gelecek yakın
günler bunun teyidi olacaktır nasılsa…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder