Ne biçim iştir, nasıl kafadır, anlaşılır gibi değil. Sonradan olma
Saraylı bir laf sokuyor, hemen üstüne atlıyorsunuz. Veya deli kuyuya yapıyor,
acep ne attı diye hepiniz balıklama peşinden dalıyorsunuz. Yahu işiniz mi yok
be biraderler, hemşireler. Yoksa yatmaya bile vaktiniz yokta, ayakta mı
kestiriyorsunuz. Vallahi yaptığınızı sandığınız veya şayet bu işe angaje de
değilseniz, aslında nasıl yüksek atlatıldığınız, akıllara zarar veriyor ve
gülünsün mü ağlanılsın mı da bilinemiyor.
Zaten adamın işi bu,
daha doğrusu da misyonu; sanal gündem yaratmak ya da gerçek gündemi sürekli
çarpıtmak. Küreselci patronun kendisine biçtiği görev bu. Ki artık silahla
gelmeye yürekleri yetmeyen; ama bu defa sahte Müslüman kimlikli yeni Haçlılar,
bizi birbirimize sinsice düşürerek, sessiz ve derinden; ne var ki uygun adım,
Anadolu pastasının bölüşülmesi hedefine, açık ifadeyle de yeni Sevr
oldubittisine odaklanabilsinler. Ve işin trajikomik yanı ise, adamın bir ayağı
çukurdayken bile hepinize yetiyor olması, el insaf. Buna da gülünür işte.
Çünkü bakıyorum da,
size bırakılmış figüran rolleri bağlamında, arada sıradaki olası doğru
haberciliğinize de el konulduğu için, muhtemelen de önünüze atılan yemlere
gönüllü atlayarak, aslında hep birlikte bu tuzağa düşerken, sizden medet uman
naif vatandaşlarınızı da sukutu hayale uğratıyorsunuz.
Yahu bırakın artık bu
yeni saraylının her uçurduğunu ciddiye almayı da, boşuna şişinmesin. Artık
ignore edin onu da, biraz da kendisi kaşınmaya başlasın, sıkıntıdan sarayında
parmak çevirip ya da burnunu karıştırıp otursun. Neticede düşsün milletin
yakasından artık.
Adamın her zırvasını
ciddiye aldıkça, havaya sokuyor şişirip duruyor, ülkenin başına da bela
ediyorsunuz. Ulan ülkesinin dışında, adı çocuk mizahlarına bile malzeme olan
bir adam, hepinizle dalgasını geçiyor, kafa buluyor. Sahneden sahneye geçiyor.
Bunu yaparken de rolünü bile ezberlemesi gerekmiyor.
Çünkü oynaması gereken
her sahnenin tiradı, önüne prompterinden yazılı olarak geliyor nasıl olsa. Ve
sizi inadına sürekli kaşıyor, siz kaşındıkça da, o kıs kıs gülüyordur halinize
inanın. Uyanın artık! Millet uyuyor diyerek kendinizi aldatmayın. Milletten
önce sizlerin uyanması lazım, zira bu kafayla yol alamazsınız ve kendi başınıza
yumurtanızdan bile çıkamazsınız. Ve bilin ki bu millet sizlerden çok daha
uyanık.
Ülke her geçen gün daha
bir batarken, işçi, emekli, esnaf inim inim inlerken, işsiz gün be gün ümidini
yitirirken, sınırları inşaat eleğine dönmüş ülkemde teröristler ve çapulcular
tavana vururken, yaparken, ederken, olurken vs. vb. sizlerin uğraştığı
gündemlere bakın.
Amerika'nın da,
İspanyol Kristof'un da, Küba’da ki olmayan camiin de canı cehenneme, sen önce
ülkene, yaşadığın sorunlarına bak. Artık topun ağzındasın, durumunun farkında
mısın? Hala kör Niyazi gibi, küt iğneye iplik geçirmeye çalışıyor, kendine
güldürüyorsun. Uyan artık arkadaşım, kardeşim, evladım. Hem de Kürt maskeli ve
şayet onun döneminde yaşamış olsalardı, asil bedeninin mutena bölgelerinde kılı
dahi olamayacak ve adam olabilsinler diye demokratik insan hakları verdiği,
kanı kokuşmuş, şerefsiz, pespaye Ermeni diaspora piçleri, yüksek onuruyla
kurduğu meclisinde bile yüce Atatürk'üne dil uzatıyorken.
Ayrıca böylesi şerefsiz
hergeleler, Osmanlı ümmetinde vatandaş kimliksiz ve değersiz varlıklarıyla, bu
aşağılık duygulu, depresif hezeyanları, saraya karşı zırvalayacak olsalar,
tedaviye alınmak yerine; acaba en yakın köşe başlarında içi boş kellerini,
cellâtlara terk etmek zorunda kalmazlar mıydı? Aslında, sürekli Atatürk’le alıp
veremediği olan bu içi boş teneke kutuların, değil Atatürk'e medyunu şükran
olmak, mezarında onun mübarek kıçını bile yalasalar, hakkını ödeyemeyeceklerini
de asla unutmamaları gerekir...
Serendip
Altındal
Özün Kişiliğinin Aynasıdır...
serendipaltindal.blogspot.com
serendipaltindal@gmail.com
Video Kanalım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder