ABD ifadesi sıkça gördüğümüz; ama çoğumuzun hala tam
açılımını bilmediği bir kısaltmadır. Nedir bu, yani Amerika Birleşik
Devletleri. Şimdi çıkarın B ile betimlenen Birleşik kelimesini aradan, geride
AD, yani sadece Amerika Devletleri olanı kalır. Pekiyi hangi neslin aslıdır
şimdi bu uçuk tabir. Buna da ilk önce, kendisine ABD diyen Avrupa atıkları
kampusundan çok daha evvel kendi ulusal kimliklerini ispat etmiş, Amerika
Kıtasının diğer devletlerinden itirazlar geleceği açıktır.
Demek
ki herkesin milli kimliği ve birliği ile uğraşan ABD, kendi birleştirici
vasfını kaybedince - ki bu gidişiyle eli kulağındadır - evlere şenlik bir
durumla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Kendi kırmızıçizgilerim dediği misak ı
milliyesi(!) bir bir peşine bayrak açan bağımsız kantoncuklara bölünmüş bir
bühtan tarlasına dönüşünce, zamanların ince hesapçısının eli ayağına dolaşacak
ve kendisine de son yaratığı, benzeri olmayan IŞİD gibi çakma bir kimlikle yeni
bir çakma Ulus Devlet yaratmak mecburiyetini acilen hissedecektir.
Sözde
demokrat - gizli despot - polis devletiyle, sanal ABD yapısını halen ayakta
tutmaya çalışmakta olan burjuva patronlar (para babaları), daha ne zamana kadar
bu durumu, salt kaba kuvvetle ve çakma hürriyet heykelinin gölgesinde
yürütebileceklerini veya suları kaynadığında nelerle karşılaşabileceklerini de
hesaplamışlar mıdırlar acaba.
Son
günlerde nedense isterik bir alışkanlık haline gelen anlam çarpıtma
dizelerinde, baş sıralarda olan "ahret" paradoksuna, şimdilerde ne
hikmetse birde "Enver Paşa" eklendi. Bizimde bunlara, şayet modaya
uyup değinmemiz gerekirse; ahret konusunda bugüne kadar çok atıldı, bundan sonra
da atılmaya devam edileceği kesindir. Ne ki, bu
konuda daha tutana rastlanmadı henüz bu dünyada,
dememiz gerekir.
Çünkü
bu doğrultuda insanın somut bir tespit yapabilmesi için, önce o tarafa gidip
bir süreliğine ikamet edip stajdan geçerek, bir durum değerlendirmesi yaptıktan
sonra, tekrar bu tarafa avdet edip en azından bir basın toplantısı da yapması
veya deklarasyon neşretmesi gerekiyor. Tüm bilimkurgu senaryoları, masal
matitas ve din kitapları, dede, derviş, Azrail hikâyeleri, çakma peygamber
senaryoları dışında şayet böyle bir elle tutulabilir enformasyon veren olursa,
kendi adıma bütün kulaklarımla dinlemeye hazırım.
Enver
Paşaya gelince; bana göre 10 tane Enver Paşa, bir çeyrek Mustafa Kemal etmezdi
demekle, herhalde ikisine de fazla haksızlık etmiş olmazdım diye düşünüyorum.
Neden mi? Çünkü salt "BEN" savıyla
adam, hele de bir ATATÜRK asla olunamayacağı
gerçeğini, yedi düvel bile anladığına göre, sağır ve kör Sultan da herhalde
anlamıştır artık bu dünyada...
Ektiğin
toprak vatanındır. Çünkü aşını, ekmeğini verir, senin ve ailenin müktesebatı
olur, sonra da mezarınız olur. Şimdi düşün bakalım; ekmeğini almak için önce
ekim yapman neden engelleniyor, neden toprakların, madenlerin, akarsuların
başkalarına peşkeş çekiliyor. Neden tarlanı, kaynak sularını, yemyeşil
ovalarını terk edip, büyük şehirler diye iğfal edildiğin AVM çöplüklerinin
beton mezbahalarına, cebindeki son kuruşlar da toplanarak, zorla – ki sen kendi
rızanla geldiğini sanıyorsun - transfer ediliyorsun acaba.
Çünkü tüm bu hazırlıklar, yakında kalan
vatanını da elinden alacak olanların, seni topraksızlığa (vatansızlığa) YAVAŞ
YAVAŞ alıştırmak için kurguladıkları tasarımlardır. İstersen biraz da bunu
düşünüver…
Günün son
sözü:
İşte o
halde, iki eliniz kanda bile olsa, sandığa gidin. Kime oy vereceğinizi veya
vermek zorunda olduğunuzu da, sizi aklı başında vatandaş birey yapan sosyal ve
ortak aklınız, size nasıl olsa söyleyecektir. Siz sadece sandığa kadar bir
zahmet gidiverin yeter.
Çünkü aramızda
ki müktesebat anlaşmasına hep birlikte imza koymuş bir millet isek, önce ortak
paydada olmamız, öyle olunca da ortak amacımız, bize kimliğimizi de veren müspet
bilimin atomu olan matematiği doğrulayacak olan denklemi bir sonuca eşitlemek
olmalıdır, sonsuza değil. Biraz muğlâk mı oldu? Sanmıyorum. Analarınızın ak
sütü gibi rızkınız olan EKMEĞİNİZİ, sadece
gereken özenle bir düşünün, o zaman ortak aklın ışığı size de görünecektir
inanın.
Ve işte o
zaman da;
Vatanın EKMEĞİNE düşman dayamış hançerini
Elbette
bulunur kurtaracak bahtı kara maderini
Diyecek, yüce ÖNDER in “HEPİNİZ ATATÜRKSÜNÜZ”
diye imanla betimlediği gibi ilk önce de kendi özünüzle bütünleşeceksiniz,
başkalarınınkiyle değil. Ve bu zorunlu sandık keyfiyetinin, müstevli Tayyip ve kurtlar
kamarasını reddetmek yolunda son fırsatınız olduğunu da hemen sahipleneceksiniz
nasıl olsa…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder