3 Şubat 2014 Pazartesi

VUSLATIN ŞARKISI..

            Sen eski Ahit 'e göre, Âdemle var oldum diyorsun. Bu senin ondan önce de var olmadığını her ne kadar bize söylemiyorsa da Emmioğlum. Zira tarihin sonsuz labirentleri arasında yolumuza çıkan bütün bulgular - ki Latinler bunları bizden ısrarla gizliyor olsalar da - senin beşer medeniyetleri banisi olduğunu ortaya her fırsatta koyuyor aslında.
            Gelecek yüzyıllarda parçacıklarla (kuantum evreniyle) muhabbetimiz ilerledikçe, 5 milyon yıllık beşer tarihimizin özgül ağırlığı ile de, teknolojik olarak ünsiyet kuracağımız kesindir. Meğerki araya giren nükleer yenidünya savaşları bu tarihi geciktirecek olmasın. Ne ki, bütün temayüllere rağmen insan denen Şeytan-tanrıyı yok edecek, neslini kurutacak bir silah, bizatihi insanoğlu tarafında sonsuza kadar da yaratılamayacaktır. Bunu da unutmayalım. Bize gelince, çok şanlı bir tarihi gerimizde bıraktığımızı, fazlasıyla biliyoruz neticede. Bu özgüveni bizden isteseler de çalamayacaklarını kendileri de anladı artık, hiç merak etmeyin.

            Bakmayın siz başımızda ki, emparyal konsultatif uygulamalara. Bunlar artık devrini kapamakta olan klasik Batı Kapitalizminin son çırpınışlarıdır. Siz zannediyor musunuz ki, iki tane çakma lider Amerikan vatandaşı, ülkemizin kaderini ABD adına ilânihaye ellerinde tutabileceklerdir. Bakmayın siz empati yeteneğini dahi yitirmiş ilkel beyinli kaşalotlara, Engizisyon devri ruhsal kişilik sendromlarına ve onların psikolog denetiminde olması gereken hezeyanlarına. Hepsinin sonu yakındır, bunalımları da bundandır. Siz anladınız işte.

            Gündem mi diyorsunuz. İşte asıl gündem de budur. Ki bu bağlamda Türkler, Tevrat’tan binlerce yıl evvel de, putlarla, fetişlerle cilveleşen pagan dünyasına metelik bile vermeyip, tek yaratıcıya (Tengri) iman etmişlerdi. O halde tanrı, ancak 3000 yıl evvel varlığı kabul edilmiş dünkü çocuk olmamalıydı Türkler için. Ahır zaman peygamberi Hz. Muhammed bile bu yüzden Kuran da, her şeyden önce var olan Türklerle ilgili ayetlere dikkat çekerek, hasımlarını hasetlerinden çatlatacak kadar inteligent olduğunu da ayrıca ispat etmiştir.

            Şimdi zaman artık Avrasya da yeni Türk baharının yeşerme zamanıdır. Çünkü bizi çaktırmadan aforoz etmeye kalkan emperyalist Gladyo, dikkatleri Ukrayna’ya çekmek ve Ruslarında konsantrasyon’unu dağıtmak üzere yeni bir Ukrayna baharı yaratmaya kalkışmıştır. Oysa Rusya’da böyle zamansız baharların hele hiç tutmayacağını bile bile bunu neden yapmaktadır. Çünkü Yeni Haçlının oyun sahası hep aynı: ama taktiği ve oyuncuları değişmiştir.
            Şimdilerde Müslümanların içinde oluşturduğu terörist çetelerini Lejyoneri yaparak, bu paralı ordularını Suriye’ye yaptığı gibi, Anadolu ve Avrasya’ya sürmeyi hesaplamaktadır. Yani düşünebiliyor musunuz asrın taktiği ile Müslüman’ı kendi vatanında çakma Müslüman’la avlayacaktır. Tıpkı Türkmen asıllı kripto Kürtlerden, muhayyel Kürdistan adına PKK teröristi, ondanda Lejyoner yarattığı gibi. Bak sen elin uyanığı, herifçioğluna.

            İşte tam bu noktada bize düşen görev ise, bölgemizde pür dikkat kesilerek, biran önce başımızda ki Amerikan vatandaş liderli, koloni devletinden kurtulurken, kendi yokluğuna rağmen İstiklal harbimizde Atatürk’e tam destek sağlayan Rus kardeşlerimize; gerekirse daha fazla destek sağlayarak ahde vefa borcumuzu öderken de, diğer yandan onlarla helalleşmektir. Anlaşıldığı gibi işimiz zor; ama erdem işidir bunlar unutmayalım. Biz Türkler Serdengeçtiyizdir. Yani gerektiğinde özgür başımız göğe değer; ama asla yardan, dosttan geçmeyiz ve gerekirse dost yoluna da kurban oluruz.

            Minik pabuçların dama çıktı artık bak çocuk
            İnsan denen beşer gör ki bölük pörçük
            Lakin vuslatından asla kuşku duyma kızım Emine
            İşbu âlem dönmüş olsa bile tersine
           
            O mızrakların ucunda şimdi çamaşırlar asılı
            Atı, iti, eri, avratı bil ki hepsi bizim buralı
            Oysa o topukların altında yer yerinden oynamalı
            Ah be çocuklar! Asıl sizi Tengri’ye sormalı…
           
                                                                                                              Serendip Altındal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder