Ulusların
katledilmesi, ister özel birimler, ister din yaftalı(!) teröristler tarafından
sağlansın. Netice de ikisinin de cebinde Amerikan Doları olduktan sonra ne fark
eder ki. Ulusalcı komutanların tasfiye edilmesi ve hemen arkasından askerliğin
kısaltılmaya kalkılması, ülkemizde paralı askerliğe geçileceğinin de göstergesi
oluyor. Demek oluyor ki Cumhuriyetimizin bekçisi dediğimiz TSK, yakında parayı
verenin hizmetinde olacak ve Yeniçeri ocağına bile rahmet okutacak bir lejyoner
kampusuna dönüşüyor anlaşılan.
Parayı kim daha fazla öderse onun
hizmetine koşacak olan lejyonere ise, bundan böyle Türk askeri de
denemeyeceğine göre, herhalde sırada ki, Türkiye Cumhuriyetinin lağvedilmesi
olacaktır. Çünkü tarihte, kendi ordusu olmayan ve paralı orduya bel bağlayan
hiç bir devletin geleceği olmamış ve bağımsız devlet kimliği kalmamıştır. Yani
kendi orduları ve silahları olmayan bütün devletler, sömürgeci sırtlanlar
tarafından parçalanıp yutularak, tarih sahnesinden silinmişlerdir. Çünkü büyük
bir devlet olmanın ilk şartı, her şeyden önce güçlü bir milli orduya sahip
olmaktır.
Tıpkı omurgalı komutanlarının
yönettiği Atatürk'ün ordusuna sahip olmuş ve kimsenin yan bakamadığı Türkiye
Cumhuriyeti’nin bir zamanlar olduğu gibi. Oysa aynı ordu şimdilerde, sıkışınca
altına kaçıran PKK'lı sömürgeci piçlerinin bile kafa bulduğu bir görünüm
sergiliyor ki, buna inanmak mümkün değil. Kişilik nasıl bir anda bu kadar karakter
düşkünü hale gelebilir. Yani teşbihte hata olmaz; ama şimdiki TSK’nin hali, erkeksiz
kalmış vasıfsız dul kadınların trajik görüntüsünü veriyor ne yazık ki.
Çevrenize bakın, hangi büyük devletin milli ordusu yok. Vatan savunması
dışındaki bütün askeri harekâtlarda, özel timlerinin dışında, genelde lejyoner
kullandıklarına da dikkat edin.
Durumun bizatihi farkındalığı ile
PKK'sından, El Kaidesine, kaçakçısına kadar her cins çapulcunun yolgeçen
hanına çevirdiği hudutlarımıza bakınca, ordumuzun MEHMETÇİKLERİ
ve zindanlarda ki komutanları dışında, erkek sıkıntısı çektiği de açıkça
görülüyor. Kimse gücenmesin; ama ulusalcıyım derken KEMALİST
(özgür ve bağımsız) olmayanları da, kendi adıma bu menfi kategorinin içinde
kabul ediyorum. Faiz lobisi ve tefeci Siyonist Gladyonun tetikçiliğine soyunmuş
devşirme AKP hükümetinden, elbette bundan başka bir tutum beklenemezdi.
Desenize, şu bizim eski sevdalı Haçlı(!) harami, dört defa kapısından
giremediği yuvamıza, sonunda AKP'nin biz uyurken, sessizce merdiven döşediği
bacasından girdi anlaşılan.
Son Balyoz kararlarında tutuklanmalarına
karar verilen komutanlar dışında ki alt rütbeli tüm subayların en çarpıcı ortak
özelliği, çağdaş teknolojilerin millileştirildiği, ulusal silah sanayine
kendilerini adamış olmaları. Resme bu noktadan bakınca da, art niyetli
şakinin ve kadim düşmanımızın, bağımsızlığımıza her konuda tahammülünün
olmadığı hipotezinin altında, sadece imzasının eksik olduğu kendiliğinden
anlaşılmaktadır.
Pekiyi bu herifler Türk’le neden bu kadar uğraşıyorlar, neden onu
ortadan kaldırmaya çalışıyorlar derseniz. Çünkü tarihini, kültürünü, medeniyetini
hatta adamlığını bile çaldıklarından, bir de üstüne Atatürk’ün haşmetli
tokadını da tattıktan sonra, belki de nedametin yanı sıra, ayrıca aşağılık komplekslerinin
bunalımına da girmişlerdir de ondan.
Sözün özü: KISSADAN HİSSE…
Tüm aile bireylerinizle birlikte bayramınızı, en içten
dileklerimle kutluyorum.
Yeni giysilerinizle, atlıkarıncalarda uçarken yaşadığınız çocuksu
bayram mutluluklarını, gazsız, Tomasız gelecek bayramlarda, torunlarınızın da tatmalarını
ve Kemalist müktesebatlarıyla ebediyete kadar,
özgür ve bağımsız başları yukarda yaşamalarını, GÖK TANRIDAN bütün benliğimle
niyaz ediyorum.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder