Önce gelin hep beraber o son mısrayı birlikte söyleyelim:
Hakkıdır hakka tapan milletimindir İstiklal...
Hakkıdır hakka tapan milletimindir İstiklal...
Ankara da,
açılışı yapılan ve akşama kadar süren Milli
Kurultay dan bir alıntıyla günümüze başlarken, onbinlerce
yılın küllerinden, en sıkıntılı günlerinde bile yeniden yeşermeyi bilmiş Türk
evladının, aslında en büyük sorunu, yedi düvelle değil, bizatihen
kendisiyledir. İşte düşmanları da en fazla bu özelliğine oynamışlardır esasen.
Nedir bu özellik:
O
hep başı yukarıda, hak, adalet ve sapına kadar delikanlı kalabilmenin dışında
başka erdem tanımayan, doğuştan özgür, yerinde dünya tatlısı sevecen, icabında
İblise bile kan kusturan korkutucu kişiliği var ya; işte hep bu yanı, bir yanda
kendisini yüceltirken, zaman zamanda başına dert olmuştur. Çünkü çok büyük
imparatorluklar kurduğu onurlu tarihinde, tek dünya devletini de
kurabilecekken, korkusuzluğu’nun, özgüveni’nin kendisini aşırı iyi niyetli
yapması ve herkesi kendisi gibi kabul etmesi nedeniyle de, hep içine sokulan
nifakçılarla milli birliği bozularak, koca imparatorlukları, düşmanlarınca beyliklere
dönüştürülmüştür. Muhteşem tarihi, buna emsal sayısız örneklerle doludur.
İşte
bu yanlarını da ezberlemiştir düşmanları. Ve artık İblisle de yeniden
hesaplaşmaya hazır olduğunun da farkındadırlar muhtemelen bu yüzden.
Yaşlı,
genç, kadın, erkek tüm katmanlarıyla şimdi yeniden İstiklal döneminin kuvvacı
coşkusunu yakalamış olan Türk Ulusu, artık neresinden baksanız, Misakı Milliyesinin
o özünü titreten ihtişamlı ruh haletini de, taşımaya odaklanmıştır. Ve çok iyi
de algılanmalıdır ki, bundan sonrası tufandır artık açıkta kalanlar için.
Yurt toprağı! Sana herşey feda olsun. Kutlu
olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk milletini ebedî
hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın. Türk toprağı! Sen, seni seven Türk
milletinin mezarı değilsin. Türk milleti için yaratıcılığını göster. 1930 (Afet İnan, Atatürk Hakkında H.B., S. 295)
Beş milyon yaşında olan ve ancak 4.997.000
yıl kadar sonra uyanıp tanrıyla aldatmaya başlayan Homosaphien türünün, ilk
uyanıklarından olan, Musanın çocukları Yahudilerle, bugün lobilerinin çınar
olduğu ABD ile ortak çabayla sunmaya kalktıkları, ‘Yeni Dünya Düzeni’ adlı
oyunun sahnesine tekmeyi basıp, perdesini de başlarına geçirmeye hazırlanan
Çılgın Türkleri, çok yakında yine aynı sahnede izleyeceksiniz.
Ve o sahnede yeniden “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o
satıh da vatandır” mesajıyla yer almadan önce, kendilerine verilecek görevleri
almak üzere, Ankarada ki Milli Kurultaydaydılar yine, Çılgın Türkler’in
öncüleri.
Gelin o halde hep birlikte adımıza ve de şanımıza en çok yakışan o
muhteşem mısrayı, bir kere daha birlikte haykıralım.
“HAKKIDIR HAKKA TAPAN MİLLETİMİNDİR İSTİKLAL”…
Serendip Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder