13 Temmuz 2020 Pazartesi

TANRI İNSAN..

            Canlı Genomunun çözümlenerek bilimsel kategoriler arasına alındığı bu tarihi dönemde, demek ki Homosapien artık sadece insanı değil; ama ideal insanı da yaratarak tanrıya dahi tavır koyar hale gelecektir. Çünkü tanrı bile ideal insan yaratma fikrini muhtemeldir ki ciddiye almamıştır. Yani bu durumda arada sırada ortaya çıkan ideale yakın canlılar tamamen tesadüflerin eseridir. O halde bu da insanı sonuçta bilimsel bir ateizme götürmez mi?

 

Neyse geçelim işin bu tarafını şimdilik. Lakin yine de bilelim ki şayet bu bilimi doğru kullanabilirsek belki de bütün Devrimlerini sağlıklı ve uzun ömrü dahilinde sonuçlandırabilecek yeni ve daha sağlıklı bir Atatürk yaratma imkânına sahip olabiliriz. Tabii ki bu durumda düşmanlarımızın da Atatürk’ü bile yenecek bir süper Komutan yaratma düşüncesine sahip olacaklarını da asla yadsımamamız gerekecektir. Olsun, biz kendi yarım kalmış Devrimlerimizi tamamlayalım, bu dahi bize yeter diyebiliriz o zamanda.

 

İşler o safhaya gelinceye kadar, ilk önce odaklanmak zorunda olduğumuz milli eğitim prosedürü, bize der ki; her şeyden önce eğitimden sorumlu tutacağınız eğitim kadrosunun kendi milli eğitimlerinin yeterli olup olmadığını araştırmalı ve varsa eksikleri acilen ilk önce gidermelisiniz ki Öğretmenleriniz çocuklarınızdan da önce emperyalist düşmanların oltalarına takılmamış olsunlar. İşte ancak bu husus kontrolümüz altına alındıktan sonra dirayetli ve güvenilir öğretmenlerimizle çocuklarımızın uzak veya yakın eğitimine başlayabiliriz artık.

 

Ortadoğu da şu veya bu sebeplerle oluşmuş olan; ama Türkiye’mizin üstlenmek zorunda kaldığı şer misyonu aslında milli bekamız açısından hayrımıza da olabilir. Yeter ki CHP ve diğer muhalefet tarafından dıştalanmasın, şayet böyle olursa ve bu misyon Atatürk ilkeleri çerçevesinde bir Cumhuriyet varlığı olarak da dikkate alınmazsa, yapay Şeriatçılara bizatihi Cumhuriyetçiler eliyle teslim edilerek, Dünya tarihinde yeniden orta çağa bir geri dönüşün; hem de o yeninin yaratıcısı olan reformist Cumhuriyetçiler eliyle yaşatılacak, trajikomik bir ilki olur. Ve sonra da Dünya güler halimize!

 

Ayasofya bir siyasi mesele olmaktan öte tarihimizin bir parçasıdır gerçekte. 600 yıl kadar önce bu Doğu Roma (Bizans) Kilisesi İstanbul’un zaptından sonra Fatih tarafından Camiye dönüştürülmüştür. Cumhuriyet döneminde de Atatürk onayıyla evrensel bir Müze haline getirilmiştir. Ve bu durum Dünya da saygıyla karşılanmıştır. O halde iki şıkta kabulümüz olmalıdır. Yalnız ibadet yapılırken dini esaslar uygulanırken, müze halindeyken de seküler esaslar aynı ciddiyetle uygulanırsa, buna kimsenin itirazı olmamalıdır olduğunu düşünüyorum.

 

Yani neticede Hükümetin aldığı karar – ki aslında İslam tarafını hiç ciddiye almayan Hristiyan tarafına verilmiş bir Nota olarak alınmalıdır- doğrudur. Lakin aklı başında bütün yurttaşlarımızın kabul etmediği ve asla da etmeyeceği tek husus; verilen bu kararın Cumhuriyet ve kurucu Atatürk’ümüzle bir hesaplaşma niteliği taşıyacak olmasıdır elbette ve hiç kuşkusuz…

 

                                                                       Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğinin Aynasıdır...

serendipaltindal.blogspot.com

serendipaltindal@gmail.com

Video Kanalım & Şiirlerim

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder