Güneydoğudan
ümidi kesen USA ve taifesi olan diğer emperyaller, çılgın Kanal bileşkesinde, acaba
şimdi de İstanbul merkezli yeni bir Bizans müstemleke eyaleti projesini mi sahneye
koymaya hazırlanıyorlar. Çünkü bu projenin Marmara bölgesinin ekolojik dengesini
alt üst edeceğini bırakın bir yana, çok ağır olacak maliyetin, hangi karanlık
finans kaynaklarıyla ve ne denli hudutsuz ödünlerle, milletin sırtından nasıl
karşılanacağı, yeni bir Bizans entrikasına çağrışım yapıyor.
Bizim Konsolos ’un Yunanistan da
arabasının ve konsolosluğumuzun kundaklanması yandaş medyada gizlenirken, her
köşede Erdoğan’ın Bay Kemalli demeçleri yayınlanıp duruyor. Ve işin ilginç yanı
ise bu haberlerden vatandaşın haberinin olmamasıdır.
Hoş Bay Halaçoğlu’nun ‘Yunanistan da
neler Oluyor’ başlıklı mesajını da tesadüfen okumuş olmasaydık konudan bizim de
haberimiz olmayacaktı. Tam da yerel seçimler öncesi vatandaş tepkisinin,
galeyana dönüşmesinden korktukları için bu haberleri Sümen altı ettiler herhalde.
Aynı bağlamda Uygur Türklerinin
Çinliler tarafından neredeyse soy kırımına uğratıldığı haberleri emperyalist
odaklarca aynı medyada uçuşturulmaktaydı. Sayın Perinçek’in son günlerde yayınladığı
Çin seyahatnamesinden görsel belgelerle, aslında kız ve erkek tüm Uygur gençlerinin,
Atatürk döneminin Köy Enstitülerinin benzerleriyle oluşturulan eğitim
kamplarında eğitilerek, vatandaş olma bilinci kazandırılmış, gözleri ışıltıyla
parlayan çağdaş ve mutlu bireylere nasıl dönüştürüldüklerini öğrendik. Tabii bu
haberlerin de yandaş medyadan öğrenilmesi mümkün değildi.
TRT haberlerinde bir defa da FETÖ
den bahsedilmesin, mümkün değil. TSK dan sivil kamu kurumlarına kadar her köşe
ve bucaktan sanki FETÖ’cü fışkırıyor ve ne hikmetse 17 yıldır FETÖ kaynağı
olmuş AKP Hükümetinde bunlardan bir tane bile yok. Ne tükenmez FETO’ymuş algısı
yaratılıyor vatandaşta sadece.
Bu sayede, yani FETÖ yaftası altında
iktidar, resmi, sivil yönetim mekanizmasında yer alan tüm milliyetçi, Atatürkçü
aydın muhaliflerinin tasfiye operasyonlarını, sorgusuzca ve kitabına uydurarak gerçekleştirebiliyor.
Kimsenin de aklına iktidarın bünyesindeki gerçek FETÖ’nü sorgulamak gelmiyor ya
da yüreği yetmiyor. Ve ne gariptir ki üstüne de AKP iktidarının ülkeyi FETO
fitnesinden sanki kurtardığı varsılı kabul ediliyor.
FETÖ’cü etiketiyle ordudan ihraç
edilen pilotların şimdi ise yüksek maaşlarla orduya tekrar geri dönmeleri
planlanırken, geriye dönüşlerin kanunla da zorunlu hale getirilmesi
tasarlanıyor. O halde zamanında onların ordudan ayrılmalarına neden engel
olmadınız. Bilakis göz yumdunuz. Şimdi pabucunuz mu sıktı diye sorulmaz mı
adama.
Çünkü o zaman başka bir menfaat
kulvarındaydınız. Ne var ki şimdi derin Devletin sessiz ve derinden dürtüsüyle
çıkmaz yolda olduğunuz size hatırlatıldı. Dolayısıyla keskin bir U dönüş yine
şart olmuştu size. Ve iktidar ömrünüzü bir nebze de olsa, biraz daha uzatmaya
kalktınız. Lakin paslı tenekeyi artık galvaniz bile kurtarmaz, hepiniz bilesiniz...
Bir diğer husus da Bahçeli, Erdoğan
tarzı ve üslubuyla; ‘Atatürk’ün Partisi teröristlerle düşüp kalkıyor’ diyor. Atatürk
adını kullanma bari anamızın ak sütü kadar temiz yüce önderimizin bu pislikle
ne ilgisi var be adam. Yoksa Partiye attığın gibi aziz Rahmetlimize de mi çamur
atmaya kalkıyorsun. Aslında CHP’ye bulaştırılmış birkaç iğdiş yüzünden koca
Parti de zan altında bırakılıyorsa; ateş olmayan yerden duman çıkmaz düz mantığı
ile de Başkanın yüzleşmesi ve Partisini aklaması gerekiyor artık.
Bahçeliye gelince: AKP nam Partinin
bugüne kadar PKK terörünün nasıl tutkun bir tetikçisi olduğu herkesçe malumken,
o Partiye ki FETÖ’yü de ülkede nasıl bir boyuta getirdiği tescillenmişken kucak
açan, eski Bahçeliye 180 derece ters düşen ve dün dündür, bugün bugündür
pragmatisti bir yeni Bahçeli nasıl ciddiye alınabilir? İşte bu da ayrı bir
mesele ve ciddi bir sorudur…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder