Benmerkezci insanlara bir de yüksek
eğitim yüklerseniz, epikürist güdümlü ve sınır tanımaz liberal profilleri
giderek, genelde maalesef tahammül edilmez asosyal bir idefizme dönüşür. Arada
sırada rastlanan istisnalarsa bu kaideyi değiştirmez. Yılların tecrübesiyle,
bugüne kadar rastladığım bütün aydın yaftalı, yarı aydınlarda bu ortak paydayı
gördüm hep. Hele sınırsız liberal mentalde olanları aydın sınıfına sokmak
Deveye neden hörgücün var demekle eşanlamlıdır. Aslında aydın olmak da gerçekte
göreceli bir kavramdır. Çünkü dağ başında bir mağarada bile kimsenin tanımadığı
bir aydınla karşılaşmak mümkündür. Ve sakın asla, asla demeyin.
Bu
nedenle de yüksek eğitimle, sadece idealist ve bilimsel odaklı akademisyenleri
Devlet burslu yetiştirmek, yani Devletin bilimselini kendi bursuyla eğitmesi,
aslında daha fazla toplum ve Devlet yararına olacaktır. Yoksa paralı parasız
salt meslek okullarıyla sanayi ve kamu ihtiyaçlarını karşılamak, kalkınmış Batı
ülkelerinde de olduğu gibi yeterlidir.
Ayrıca
insan okuma yazma dâhil her şeyi kendi kendine de öğrenebilir ve çok okuyup
araştırarak, akli verilerini azami kullanarak kendisini mükemmel bir aydın
haline de getirebilir. İşte aynı zamanda düzgün karakter, adalet ve erdem olan
akıl, bunun için vardır.
Öyleyse
civarımızdaki insanlarla sosyal, siyasi, ekonomik, kişisel vs. herhangi bir
iletişime geçmeden önce akli kişiliklerini bu perspektifle analiz edersek,
herhâlde yanlış yapmamış ve kuvvetle muhtemeldir ki ileride de büyük
pişmanlıklar yaşamamış oluruz. İşte yeni seçimler öncesinde de bireysel olarak
çok büyük sorumluluk taşıdığımız anavatanımızın ve milli varlığımızın kaderi
meselesinde, aday seçerken de aynı perspektifle karar vermek en fazla
ihtiyacımız olandır.
Tırlak
Başkanının peşinden, Sezar’ın Roma’sına doğru yol alan USA, Dünyanın neredeyse
yarısını da beraberinde götüreceğe benziyor. Şayet tırlak Başkan kafayı
yememişse, evrensel psikoloji kitabı yeniden yazılmalıdır. Trump çılgınlığı,
Erdoğan’a da öyle misyon bindirmeleri yükledi ki Meclise bile girerken önce
tüfekli avcılarını yolluyor içeri, sanki yaban Domuzu avına çıkıyorlar gibi.
Meclise gidip bunları kendi gözümle görmeye ise inanın vatanıma duyduğum ahde
vefa katsayım el vermiyor. Ve yüreğim sızlıyor.
Yalnız
bu kadar korku hiç normal değildir ve ikrarında belirtisidir aynı bağlamda.
Dolayısıyla bir suçluluk kompleksini de akla getirir. Demek ki birilerinin
Reisi, koruma ordusuna rağmen kendisini hiç güvende hissetmiyor kendi ülkesinde
anlaşılan. Ne ki kendi vatandaşından bu kadar korkan lider de liderlikte olmaz.
O halde bu durum silahlı bir işgali çağrıştırıyor ister istemez.
Aynı
bileşke de, meçhule giden Türkiye adlı devasa geminin 80 milyon yolcusu,
fırtınalı denizde önünü bile göremeden yol almaya çalışırken, Kaptanın her gece
ziyafet sofrasında sonu gelmez tiratlarını dinlemekten o kadar bizar oldu ki
Kaptan köşkünde lostromoyu bile görmeye razıdırlar artık. Kim bilir belki de
budur, o tabansız korkunun gerekçesi. Yani suçluluk ve yetersizlik.
Sayfalarla anlatılamayanları, dinleyerek
anlama şansına sahip olacaksınız. Sadece genel muhalefet kanadı değil, AKP
içindeki muhaliflerin, daha doğrusu vatan sevdalılarının da izlemesi önemle
tavsiye edilir. Genel muhalefetin bilhassa da CHP nin seçimlerde nasıl
davranması gerektiği anlatılıyor.
Trump’ın
ağzı kapanmadan konunun kapanmayacağını söyleyen Bahçeli, yine desteksiz
sallamış. Elinin altında Cumhur ittifakı var nasılsa. Cumhur sözcüsü de
olduğuna göre, uzat elini de kapatıver bari. En iyisi de bırak, bize faydası
olmayan Kilisenin Papazını da, önce ortağın milli tanklarımızı tankçılardan
alıp, baharatçılara teslim ederken sen hala nasıl olup ta o ittifakı
yürüttüğünü bir zahmet açıklayıver lütfen de, aydınlanalım hiç olmazsa. Yüzünüz
kızarmıyorsa, vicdanınızda mı sızlamıyor ittifakçılar…
Seçimlere
3 Ay varken tanıdık seçim tiyatrosu çoktan başladı. Öyle ki daha şimdiden sahte
adreslerde, olmayan caddelerde, boş evlerde inanılmaz sayılarda fantom seçmen
ikamet etmeye başladı. Hal bu iken muhalefet kanadından fazla rüzgâr esmiyor,
sadece etkisiz bir Meltemden başka. Aslında Ertürk Paşanın tavsiye ettiği gibi
yapabilecekleri en akıllı ve etkili muhalefet, seçimleri boykot edip Dünya
kamuoyunun ilgisini çekmektir…
Serendip Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder