Kendisini Türk görmediği, sadece Türkiye
vatandaşı olarak betimlediği için de, ‘Başbuğ’ sıfatını ona yakıştıramadığımızdan, bu sanrısal makama, olsa
olsa çaldığı kemençe, tuttuğu hamsi(!) bir Sultan-Başkan tanımlaması daha uygun düşecektir. Ama neresinden bakılsa
böyle bir kendini atama:-) 600 yıllık Osmanlı tarihinde bile daha öncesi var
olamamış bir ilk olacak ve muhtemelen de ‘UCUBE dünya rekorları’ tarihine geçecektir. Şimdi böylesi bir
güncelde, bu son ‘trajikomedi’ ve heyulaya dönüşen tefekkür dünyamızla, bir yılı daha, artık
saklısı kalmayan kozmik arşivimize kapatıyoruz.
Yeni yılın hayırlar getirmesini
dileyelim, dileyelim de, zamlar ve çığ gibi ek vergi adı altındaki yeni yasal(!) gaspların, ilk günlerinden itibaren,
karabasan gibi üstümüze çökeceği yeni yılda, bu hayrın dozajı ne olmalıdır.
İşte onu bilemiyoruz dostlar. Hele de bizim gibi intibaksız(!)
emeklilerin, kemirirken doyduklarını sansınlar diye önlerine atılacak yalancı
kemiklerle, seslerinin iyice kısılması da planlanıyorken. Öyle ya, geçim
endeksi ve yaşam standartları konusunda sınıfta kalmış, İngiliz astarlı – ki bir
zamanların İngiliz kumaşı da artık yok, muhtemelen onlarda Çin trikosu giyiyor
olmalılar- neyin ve nasıl ekonomist olduğunu bir türlü çözemediğimiz Maliye
bakanı ambiyansında ki şahıs, yaşam çukurunun kenarında ki emeklilerin, bir de hiç
utanıp sıkılmadan maaşlarının fazla olduğunu söylemiyor’muydu hani.
Geçtik doğal gazdan, öcüye dönüşen
elektrik faturası korkusundan, klima bile yakamaz hale geldiğimiz evlerimizde,
soğuktan takırdayan kemiklerimizi ısıtmak için, kazak üstüne kazak giyerek; ama
bizi bu hallere getirenlere de ağız dolusu uzun
havalar(!) çalıp söyleyerek, kutlayacağımız yılbaşı, hepimize ve her
şeye rağmen bol neşeler getirsin diyorum. Ha bu arada bizim şimşek gibi hızlı
İngiliz maliyeciye(!) çok daha duygusal
RomanovSKİ rapsodiler eşliğinde, en hayırlı(!) temennilerimizi yolladığımızı
bilmem söylemeye gerek var mı?
Bizim
kereviz ekonomistlerinin üfürme istatistikleriyle, sıcak, aslı ise yabancı
paralar ve ithalat sanayi üzerine kurulu balon ekonomimiz, neredeyse patladı
patlayacak. Tarihin tavanını yapan iç ve dış borçların, üstüne üstlük örtüsü
bir türlü kaldırılamayan ‘Örtülü ödeneğin’
ağır yükü ile de iyice yamulmuş ödemeler balansı, bu yılda, esasen ezilmekte
olduğu yükünün altında artık Kayseri pastırmasına dönüşen vatandaşın sırtına,
daha yeni yıla girmeden binmeye başladı bile. Allah yeni yıldan, aslında
hepimizi korusun. Belki de bizlere vereceği en hayırlı ‘HAYIR’
bu olacaktır.
İşte bu
düşüncelerim ve gülmekle ağlamak arasına sıkışmış karışık duygularımla yeni bir
yıla girerken de, genel bir kutlama mesajı bile yazmak içimden gelmiyordu inanın.
Eldeki tespitlerle; ama umutla, yüce dâhimizin birbirinden fazla ışıldayan fikir
ve söylemlerini yansıtan tarihin, kronolojik paragrafları arasında gezinirken rastladığım,
aşağıda ki öngörüsü bana, bugün genel dünya güncelimize, sanki en uygun düşeni gibi
göründü. Bu bağlamda da, yeni yıl mesajımızın ortak paydası olacak temenniler bölümünü,
o muhteşem insana bırakmaktan başka ne yapabilirdim ki. Ondan daha anlamlı ve
genel ortamın üstüne cuk oturan bir ifade kullanamayacağıma göre de:
§ Ben ki benim fikirlerim bütün arkadaşlarımca paylaşılmaktadır.
Bir yandan Batının işçi sınıfı, öte yandan Asya ve Afrika'nın köleleştirilmiş
halkları, milletlerarası sermayenin kendilerini yıkmak ve efendilerine büyük
çıkarlar sağlamak için köle durumuna getirmek istediğini anladığı ve sömürge
politikasının işlediği suç, Dünya işçilerince kavrandığı gün, burjuvazinin
kuvveti sona erecektir. Ben buna inanıyorum.
İnsanlığa müteveccih (yönelik) fikir hareketi ergeç muvaffak olacaktır. Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün mahvedecek ve ortadan kaldıracaktır. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal duruma kavuşacaktır. Bizim milletimiz o zaman bu gayeye vasıl olan milletler arasında takaddümüyle (öncülüğü) cidden iftihar edecektir.
Şarktan şimdi doğacak olan güneşe bakınız.
Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Şark milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklal ve hürriyetine kavuşacak çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki, terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istiklale ulaşacaklardır.
Müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletlerarasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk, işbirliği çağı hâkim olacaktır.
İnsanlığa müteveccih (yönelik) fikir hareketi ergeç muvaffak olacaktır. Bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün mahvedecek ve ortadan kaldıracaktır. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal duruma kavuşacaktır. Bizim milletimiz o zaman bu gayeye vasıl olan milletler arasında takaddümüyle (öncülüğü) cidden iftihar edecektir.
Şarktan şimdi doğacak olan güneşe bakınız.
Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Şark milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. İstiklal ve hürriyetine kavuşacak çok kardeş millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki, terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istiklale ulaşacaklardır.
Müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletlerarasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk, işbirliği çağı hâkim olacaktır.
(Çiçerin'e mektup: 22Ekim 1920 – Mustafa Kemal Atatürk)
Aslında yüce Atatürk'ün yukarıda çizdiği bu ideal Dünya
tasviri, gerçek küreselciliktir ve Dünya insanının, bugünkü emperyalist
sahtesinin yanında, sadece bu ideal olana azami ihtiyacı vardır. 1920’lerden
bugüne, bir değişikliğe uğramadan, aksine daha da psikopatik bir histeriye dönüşen
emperyalist tasalluta karşın, yüce önderin o zaman söylediklerini kelimesi
kelimesine, en anlamlı ve hayırlı, yeni yıl temennileriniz olarak, haydi
gelinde kabul etmeyin bakalım. Gelinde bu temennileri, başınızda ki emperyalist
devşirmesi ansızların, kader bağınızın kördüğümcülerinin ve basiretsiz çıkmaz
sokak bezirgânlarının aymaz suratlarına çarpmayın şimdi.
Bütün bu
açmazlara rağmen ne var ki, bize her kâbusu unutturacak muhteşem kimliğimize ve
özümüze yeniden layık olacak, önümüzde ki parıltılı yeni yıllarımıza olan
sarsılmaz inancımızdan aldığımız gayretimizle, yine de:
Yeni yılın,
bütün eş dost, akraba ve tüm gönül dostlarıma, yukarıda ki mukaddes temennilerin
terennümünde, bütün dileklerinizin gerçekleşmesi bağlamında, sağlık, esenlik ve
gönlünüzce en mutlu günleri getirmesini diliyorum.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder