1 Kasım 2021 Pazartesi

HEPİMİZE KUTLU OLSUN..

 


            Muhtelif TV Programlarında AKP’nin sandıkla gelip sandıkla gideceği teşhir ediliyor hep. İyi de o şaibeli sandıktan, 2002 de nasıl çıktığını unutmadı daha bu millet. SEÇSİS namlı manipülasyon şampiyonu bir bilişim sisteminin gadrine uğradığınız halde ve bugüne kadar icra ettiği bütün sabıkalarına rağmen, sadece bizde kullanılan bu sistemle ne kadar uğraşırsanız uğraşın şayet muhalefetseniz, o sistemin sandığından kesin çıkamazsınız. Aslında bu sistem AKP’yi tek Parti yapmak için alelacele tasarlanmıştı. Ve bütün Dünya bunu biliyorken siz hala neyi bekliyor veya ispat etmeye çalışıyorsunuz, anlaşılır gibi değil.

 

            6 farklı Partinin ortak ve milli bir koalisyonda buluşması, aynı ilkeleri paylaşması, esasen sağa sola doğru sert virajların ve radikal dinsel sapmaların olmadığı bir bileşkede, tarafların yeni bir Hükümet, kurucu Anayasa ve TBMM şemsiyesi altında buluşmaları, esasen aklı henüz başında ve gelecek umudu taşıyan bir emperyalist bloğun dahi işine yarayacaktır. Bu nazariye, akıllı olmak ve ekstrem yanlıların menfaat rüzgârlarına kapılmama paralelinde, neresinden bakılsa 21Yüzyılın ilk çeyreğine doğru bütün Dünyanın hem de Epidemi sonrası yeniden nefes almasını sağlayacaktır.

 

            O halde gelecek Dünyanın en azından alıştığımız ve yaşanabilir bir seviyede kalabilmesinin açılış anahtarı da elbette küçük Asya olan Türkiye’mizde bulunmaktadır. Sadece bu neden bile Avrupa, Asya köprüsü olan ülkemizin jeopolitik ve stratejik önemini yadsınamaz bir kesinlikle ortaya koymaktadır. Öyleyse bütün tarafların Türkiye’miz üstünde oynamakta ve oynayacak oldukları oyunları en az iki defa düşünmeleri gerekmektedir. Çünkü atacakları her yanlış adım, bizatihi kendi bekalarını da çok yakından ilgilendirmektedir.

 

            Bu durumda ise Akşener’in ‘Erdoğan artık vakit tamam’ sözleri, işin gerçek doğrusunu ve varılan mutabakatın da Batılı, Doğulu büyükler tarafından da hakkı verilerek ele alınması; şüphesiz ki bizden bile önce kendi menfaatleri icabına olacaktır.

 

            Afrika’daki kara para külliyesi haline gelen Diktatörlükleri ziyaret eden Cumhurbaşkanının, oralardaki yeşili siyahla yer değiştirmiş Dolarlara da el atmasının ve bu zihniyetin 20 yılda koca Türkiye Cumhuriyeti’ni ne hale getirdiğini de içine koyarsak, AKP suç dosyasının artık Cumhuriyet Mahkemesi Arşivine bile sığmayacağı kendiliğinden görülecektir. Bırakın ta başından beri, Başkanlık Referandumu dahil farklı manipülasyonlarla ayakta kalanların seçimle gitmesini, AKP Partisinin anayasal olarak çoktan kapatılması gerekiyordu. İşte Anayasayı değiştirmeye kalkmalarının ana nedeni de budur. Dolayıyla da bugün Akşener’in ‘haydi Erdoğan vakit tamam’ Abbas’ iyesi asla yadsınmamalı hatta çerçevelenip Meclisin kapısına da asılmalıdır.

 

            Kaderinin nedeni insanın kendi özeğidir. Kişisel otokritiğinizi yaptığınızda kabul etmeseniz veya edemeseniz de anlamak zorunda kalacağınız tek doğru, başınıza gelen bütün hadiselerin tek sorumlusunun, karar vermek için bir akılla yaratılmış olan kendinizin olduğudur. Öyleyse kendi kaderini aslında sen yaratmışındır, bilesin! Yani Tanrı ya da annen veya baban değil…

 

            Emperyalizmin bugün vardığı nokta, hudutlarımızda oluşan kaotik ötesi katastrofik yapının, göçmenlerin giderek ülkemizde üstlenmesi ve örgütlenmesinde aradıkları menfaatlere dayanmıştır. Öyle ki bu da acele vatandaş yapılmış ve yapılacak göçmenlerle bizi, Erdoğan Hükümetiyle sonunda resmi olarak sömürgeleştirecek olgunun emperyalistcesidir. İşte Erdoğan’ın sözde dışladığı AB elçilerinin aslen Viyana Antlaşmasına (41 Madde) uygun düşmeyen bildirgeleri, Sayın Öymen’e göre de tipik bir uyumsuzluk göstergesidir.

 

            O halde bu durumda benden sonra tufan diyen Erdoğan’a hak vermek mi gerekir. Yoksa ‘ben giderim; ama arkamdan gelenler uğraşır’ demesi veya olmayan Roma’yı yakacak olması mı doğruya yazılmalıdır. Hoş o da bilir ki kendisinden sonra arkasında her zaman olduğu gibi ne dili epeyi uzamış yapay dinci tellal ne de kendini besleyen ve ülkeyi sömüren yandaş ihaleci kalacaktır artık.

 

Ayrıca bunlara ilaveten son Biden görüşmesinde Erdoğan’ın acınası ve el açmaya yönelik duruşu, tükenmişliğinin de ifadesi olurken USA’da son günlerde kendi durumu da tartışmalı hale gelen Biden’ in ekrandaki silueti de pek umut var bakmıyordu doğrusu. Beklendiği gibi de Erdoğan yine oyalanırken Biden de tekrar tipik bir Amerikan klasiğini oynadı, sözüm ona o buluşma sahnesinde. Bizi alakadar etmiyor olsa da yine de Trumph’ın milletine ‘beni özlediniz mi’ diyen sözlerini, gülerek anımsamadan geçemedim nedense.

 

Çünkü Trumph en azından ne olduğunu ve nerede durduğunu açıkça ortaya koyabiliyordu. Şimdi ortak bühtana burada noktayı koyalım. Koca Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden ve aczinin bana verdiği utancı yüreğime gömerken, hasta ve bitmiş bir insanın arkasına gizlenip, hala ondan medet bekleyen bütün yandaş, korkak ve asalaklara lanet okumak zorunda kaldım.

 

Türkiye de konuşlanacak yabancı güçlerin de Komutanı Erdoğan olursa, seçim falan da zor görülür artık. İşte bu neden bile CHP’yi, aslında A dan Z ye gereksiz olan Suriye’deki askeri tezkereyi 2 sene daha uzatmayı onaylamamakla sapına kadar haklı çıkarır. Şimdi nasılsa oldu bitti ve çakma Meclisten acele onay çıktı. Ee bundan sonra ne mi olur? Onu da okur düşünsün artık. Eh komşularımız da bunu şimdiden gündemlerine alabilirlerse menfaatlerine olur şüphesiz.

 

Çünkü Anadolu Türkiye’si Afganistan’a benzemez. Ve Anadolu da sonuçta Rusya ve Çin desteğiyle USA’yı tasfiye eden Afganistan uyarlı bir kaotik yapı bu defa USA ve AB destekli oluşmaya başlarsa III. Dünya Harbi de kapı da gözükür. Lakin neticede korkulduğu gibi insanlık bitmez. En fazla 3/1 Dünya nüfusu telef olur; ama her hâlükârda emperyalist Batı tarihten silinir.

 

En anlamlı ve en büyük Bayramımızın, Milli bekamızın da simgesi olduğunu anlamış olmak üzere Cumhuriyet Bayramımızı; karar alan bir milli Meclisi yeniden görebilmek umuduyla kutluyorum. Çünkü Atatürk’le benimsediğimiz Cumhuriyet, sadece halkı egemen yapar ve aslen laiktir. Yoksa salt demokrasinin, önce kapitalisti sonra da emperyalisti egemen yaptığı gibi değil. Ve Cumhuriyet içinde demokrasi aslında her zaman vardır; ama Kapitalizm içinde Cumhuriyet oluşamaz, zira emperyalist buna asla geçit vermez.

 

Tarihinde bile bu kadar coşkuyla kutlanmamış Cumhuriyet Bayramımız 83 Milyonunun coşkusuyla Dünya ile birlikte bu sene de yaşanırken, HEPİMİZE TEKRAR KUTLU OLSUN…

 

                                                                                   Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğinin Aynasıdır...

serendipaltindal.blogspot.com

serendipaltindal@gmail.com

Video Kanalım & Şiirlerim

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder