Kabul edilebilecek bir gerekçeye
dayanmayan elim bir şekilde iki Türk askerinin, Vatikan İslam’ı çerçevesinde
hayat bulmuş ve maalesef Hükümetimiz tarafından da destek gören terör örgütleri
tarafından ketledilmesinin, hiçbir tevili olamaz. Şayet kılıçların savaş
silahları olduğu mertlik döneminde yaşıyor olsaydık, bilin ki bu vahşete sebep
olanlar ülkenin Başbuğu sülalesinden bile olsalar aynı yöntemlerle çoktan telef
edilmiş olurlardı. Gel de o dönemi arama şimdi. İşte bu görüş benim gibi sapına
kadar Türk milliyetçisi olan bütün Türk vatandaşlarımın da müşterek bakış
açısıdır.
Bugün HDP ile konuşmayı, gerekirse
de ittifak yapmayı düşünenler, yarın açık ara bir Eyalet Hükümeti kurmaya
yönelik bir paradigmaya verecekleri desteklerin de önünün açılacağını hesap edemiyorlar
mı? Ve bu durumda Türk Milletine nasıl hesap verebileceklerini düşünüyorlar
acaba? Erdoğan’ı bugün Hükümetin başına oturtan Baykal, nasıl sütten çıkmış ak
kaşık olamıyorsa, o zaman kendilerinin de ne olarak anılacaklarının şimdiden
hesabını yapıversinler bir zahmet.
Orduda ve İdlib gibi harekât
bölgelerinde, önce ülkelerinin bekası sonra da kendileri için bir gelecek
göremeyen Generaller istifa etmeye başladı. Tıpkı USA Ordusunda da artık kendi
gelecekleri bağlamında bir beklenti göremeyen ve aile hayatlarından da ödün
vermeye başlayan Subay ve elit askerlerin giderek Vatandaşlık bile değiştirdikleri
gibi. Bizde de milli savunma metabolizmasındaki tutarsızlık ve emir komuta
zincirindeki belirsizlikler, istifa edenler gibi diğer askerlerimizin de
kafasını karıştırmaktadır.
Onlarda bazı askeri pilotlarımız
gibi yakında dış kaynaklı ödemelere kapılık parayı ödeyenlerin tetikçiliğine
soyunurlarsa hiç şaşırmamalı. Yani Orhan Velinin söylediği gibi ‘denizi görünce
şaşırmamalıyız’ anlayacağınız. İşte o zaman da artık Kemalin askerlerini arayın
ki bulasınız. Görünen köyün kılavuz istemediği bu olgunun vahim boyutuna,
İnşallah güzel ülkeleri ve milli bekaları için vicdanları sızlayanlar, empati
oluşturabilirler.
Yıllardır PKK aslında ülkemizin de
içinde olduğu, bir Kürt-Ermeni bileşkeli panonun resmini oluşturduğu için bilhassa
da Atatürk’ün Partisi olan CHP azami dikkat kesilmelidir. Şayet yıllarca
Şehitler verdiğimiz ve Güneydoğumuzda Kürdistan ve bileşkesi Ermenistan’a da emperyalist
ajanı bir yapılanma sağlayacak böyle bir oyuna alet olup emperyalist Lejyoneri
bu teşkilatla hatta diyalog ve olası bir ittifak kurmaya kalkarsa bu da yakın
bir gelecekte ülkemizi yerle bir eder. Sonrasında da arayın ki CHP’yi de bulabilesiniz.
Aynı bağlamda bütün Kemalist milliyetçilerin, esasen bölünmüşlüğün başlangıcı
olacak böylesi bir dönemde, Kuvayı milliyeci adrenalin seviyelerinin tavan yapacağı
da kaçınılmaz olacaktır.
Bir önceki yazımda Biden’in Erdoğan’la
bizatihen asla bir görüşme yapmayacağını neden ifade etmiştim. Bu düşüncenin
derinliği ve nedeni; artık askeri gücü bile yardım arama konumuna düşmüş olan
USA’nın, aynı nedenle de hem de Vatikan İmamlı çeşitli terör örgütlerinin
işvereni olduktan sonra, gizli suç ortağı olan Erdoğan’la neden umuma açık bir
görüşme yapmak istemediğinin de kanımca anlaşılır bir ifadesi olmuştur. Herhalde
‘aslında görüş ayrılığımız yok’ diyen Erdoğan dahi bunu anlaşılır bir dille
ifade etmiş olmuyor mu?
HDP Kemalist Türkiye Milli
Birliğinin giderek genişleyen duyarlılığı nedeniyle ‘ittifaklarda yokuz’ açıklaması
yaptı. Bu da gösteriyor ki muhalif güçlerle ittifak yapmakla, aslında Mecliste
bile işlemez hale getirilerek tavşan tuzağına düşürüleceğini kendisi de fark etmiştir
muhtemelen. O halde Milli İttifaka verilebilecek en iyi nasihat, HDP’ni tamamen
yalnız bırakarak gerekirse ve hatta AKP ile ittifak yapmasını sağlayıp aslında
iki Partiyi birden Kürt vatandaşlarının da bütünleştirdiği Türk Milletinin karşısında
bir it dalaşına sürüklemektir. Aslında bu durum emperyalisti de muhtemelen ülkemize
açık müdahaleye mecbur(!) bırakarak maskelerini düşürecektir. Böylece çok daha
kesin olarak ve elzem olduğu gibi de Batı ve Doğu birbirinden ayırılacaktır
artık. Çünkü Türkiye, Batılı emperyalistin güvendiği son kaledir.
Diğer tarafta aslında içine sokulan
bazı bölücü ajanların – ki HDP aslında Ermeni & yapay Kürt bileşkeli bir katkıdır-
dışındaki Türkmen/Kürtlerimizin ne bölünmeyle ne de HDP ve tasarımlı emperyalist
projeleriyle ilgisi vardır. Onlar sadece bağımsız ve laik bir Atatürk
Cumhuriyeti Türkiye’sinden yanadırlar. Ve bunun için hayatlarını bile seve seve
verebilirler, şimdiye kadar olduğu gibi. Dolayısıyla hepimiz bu vatanın
evladıyız ve anlaşıldığı gibi de herhangi bir Kürt sorunumuz yoktur. Demek ki
ülkemizde bir Kürt sorunu değil; ama bahaneli bir emperyalist sorunu vardır
gerçekte ve sadece.
Putin’le buluşan Erdoğan’ın vücut dili
bezgin, çaresiz ve bağımlı olduğunu gösterirken, her halükârda kendisiyle bizatihi
görüşmede tamamen alnı açık olarak ve Biden gibi hiçbir sakıncası da olmayan
Putin’in vücut dili ise nereden bakılırsa bakılsın bağlayıcı şartları koyan olduğunu
göstermekteydi. Yani kısaca ifade etmek gerekirse Putin’in taleplerine verecek
hiçbir karşılığı, beklendiği gibi de yoktu ve olamazdı da Erdoğan’ın. Çünkü
kendi yaşam süreci uzatmaları için de son kaleydi Putin Rusya’sı.
Ayrıca
yurttaşlarına ‘her zaman Rusya ile saldırmazlık paktını öne alın ‘diyen bir Atatürk
örneği de vardı önünde. Yani işi kolaydı özünde. Lakin kendisine ne kadar
güvenilebilirdi. Bunu da artık Putin’e bırakalım. Çünkü ülkesinin ikbali için
çalışanla karşısında ülkesini satanın çaresizlik utancı, kendiliğinden
anlaşılıyordu esasen. Ve ne yazık ki Putin’in milletinin bile saygıyla tepe
noktasına taşıdığı Atatürk’ü de yetiştiren kendi milletimiz, tarihinde ilk defa
karşılaşıyordu böyle bir durumla.
Son günlerde Halk TV de fazlalığı
artan HDP görselli reklamsal programlar, her ne kadar CHP Amerikancı olmadığını
beyan ediyorsa da yoksa yine de emperyalist karargâhla yapılmakta olan bir seçim
oynaşı çabası mıdır acaba, diyerek sorgulamadan geçmek mümkün değildir? Bu
arada her şeye rağmen bilesiniz ki şayet HDP ile ittifak yaparsanız bölücüleri
Partiniz aracılığıyla Meclise taşıyacak olduğunuzu da sakın aklınızdan çıkarmayın.
Hani biz söylemiş olalım da!
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder