Trumph veda konuşmasında, ‘seçimle gelen
seçimle gider’ demişti. Lakin şayet gitmezse sonra nasıl gitmek zorunda
kalacağını da açık yoruma bırakmıştı. İyi de iş açık yoruma kalırsa; Amerika da
bundan sonra bir Kuzey/Güney savaşı oluşamaz; ama daha da etken, varlıklılarla
%80 üstündeki varlıksız ve ezilenler arasında doğrudan ayrışmaya endeksli,
eyaletler bileşkesinde bir bölünme iç savaşı çıkabilir demek düşer bize de ancak.
I İNÖNÜ HÜKÜMETİ:
30.10.1923
Başvekil İsmet Paşa
Hazretlerinin nutku
BAŞVEKİL
İSMET PAŞA HAZRETLERİ (Malatya) – Muhterem arkadaşlar! Reisicumhur Hazretleri tarafından
intihabı uhde-i âcizaneme (şahsıma) tevdi buyurulan Vekilleri Meclisi Âlice
tasvip buyurmak suretiyle izhar buyurduğunuz teveccühe Hükümet namına arzı
teşekkür ederim. Hükümet, muvaffakiyetini daima Meclisi Âlinin müzaheret ve
itimadında istinat bularak ve ondan kuvvet alarak arayacaktır.
Arkadaşlar! Takip
edeceğimiz hareket, hututu esas iyesi itibariyle bütün dünyaca malûmdur. Mevkii
iktidarda ve mevkii mesuliyette bulunan ekseriyet fırkasının millete arz ettiği
ve milletin tasvip ettiği umdeler ve Meclisi Âlinin inkişaf ve terakki için,
huzur müsalemet (uyuşmak) için öteden beri musırran (çağdaş olarak) iltizam
ettiği (ait olduğu) esaslar; Cumhuriyet Hükümetinin hattı hareketi olacaktır.
Dahilde huzur ve emniyeti ve terakki ve inkişafı temin etmek için Cumhuriyet
Hükümeti, kemali azim ve metanetle, kemali ısrar ve takip ile hareket
edecektir. (Alkışlar) (Bravo sesleri)
Cumhuriyet
Hükümetinin münasebatı hariciyede üssü esası Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcudiyetini
ve tamamiyetini sağlam tutarak menafi-i hayatiye sini göz- den ayırmamak esası
dâhilinde müsalemeti, huzuru, hüsnü münasebatı
mümkün olduğu kadar tevsi ve teyit etmekten ibarettir. Hemhudutlarımızla ve
kendileriyle muadeleti imza edip safahatını tatbik etmekte olduğumuz ve diğer
taraftan ve henüz münasebata girmediğimiz devletlerle samimî bir dostluk tesisi
için bütün kuvvetimizi sarf edeceğiz. Göreceğimiz hüsnüniyete fazlasıyla
mukabele edeceğiz. Bu esaslar dâhilinde Türkiye Cumhuriyeti menafii (menfaatler)
hayatiyesini (mevcudiyetini) muhafaza etmek için son derece dikkatli olacaktır.
Muhterem
arkadaşlar! Meclisi Âlinin daima izhar ettiği temenni ve arzu ettiği netice
sözden ziyade iş yapılmasıdır. Cumhuriyet Hükümeti sözden ziyade iş yapmak,
fiiliyat ve tatbikat ile size ve milletimize emniyet bahşolmak için bütün
kuvvetini sarf edecektir. (Alkışlar, Allah muvaffakiyet versin sesleri) Şiarımız
faaliyet, gayret, iş yapmak arzusudur. Sizin müzaheretinizi (yardımınızı) istirham
ederim ki bu müzaheret tevfiki ilâhiye (Allah’ın yardımına) de vesile-i tecelli
(kader vasıtası) olacaktır. (Uzun alkışlar)
I ERDOĞAN HÜKÜMETİ: 18.03.2003 Salı
Hükümet
Programının Okunması
BAŞBAKAN
RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Siirt) — Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cumhuriyetimizin
59’uncu, AK Partinin ikinci hükümeti adına, aziz milletimizi ve bu büyük milletin
siz değerli vekillerini saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti ve Bakanlar
Kurulu sıralarından alkışlar)
Sözlerime başlarken,
başta cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, aziz
milletimize hizmet etmiş tüm değerlerimizi şükranla anıyorum. Milletimize
hizmet yolunda taş üstüne taş koymuş her emek sahibine, hükümetimin en derin
saygılarını iletiyorum.
Bu
vesileyle, bugün, yeni bir yıldönümünü idrak ettiğimiz Çanakkale Zaferi
dolayısıyla milletime tebriklerimi arz ediyor, o günden bugüne canlarını feda
ederek bu toprakları anıtlaştıran tüm şehitlerimizin muazzez hatıraları önünde
saygıyla eğiliyorum. Hükümet Programımızı, büyük bir destanın yıldönümünde Yüce
Meclise sunma imkânı bulduğumuz için son derece mutlu olduğumu sizlere
söylüyorum.
Bildiğiniz
gibi, şu an sizlere okuyacağım Hükümet Programı, sadece 59’uncu hükümetimizin
“hükümet etme tekniğini değil, 3 Kasım seçimleriyle Türk siyasal hayatında çok
önemli bir değişimi gerçekleştirmiş olan partimizin “hükümet etme mantığını da
ortaya koyacaktır.
Dolayısıyla,
58’inci hükümet ile 59’uncu hükümet arasında organik bir devamlılık ve hükümet
etme mantığı açısından süreklilik vardır.
Sizlere,
hükümet etme tekniğimiz üzerine açıklamalar yapmaya girişmeden, partimizin
kimliği doğrultusunda, siyasete, topluma ve hükümet kavramına nasıl
yaklaştığımızı açıklamak istiyorum. Bunu önemsiyorum; çünkü, bir hükümet hangi
siyasal yöntemle hükümet edeceğini açıklamaya girişmeden önce, nasıl bir
siyasal perspektife sahip olduğunu açıklamalıdır diye düşünüyorum. Bugün, isimlendirme
düzeyinde, iktidarda AK Parti var; ana muhalefet partisi olarak ise, Cumhuriyet
Halk Partisi bulunuyor.
Bu
isimlendirmenin gerisinde ise, iktidarda “muhafazakâr demokrat” bir partinin
olduğunu, ana muhalefette ise “sosyal demokrat” bir partinin olduğunu hatırda
tutmak gerekir. Bu nedenle, sözlerimize, geleceğin siyaseti açısından çok
önemli gördüğümüz siyasal perspektifimizi açıklamayla başlamanın gereğine
inanıyoruz. Böylece, hükümet etme mantığımızı Yüce Meclisin bilgilerine sunmuş ve
aziz milletimize arz etmiş olacağız.
Değerli
milletvekilleri, AK Parti, siyasal kimliğini “muhafazakâr demokrat” olarak
tanımlamaktadır. AK Parti, kendi düşünce geleneğimizden hareketle, yerli ve
köklü değerler sistemimizi evrensel standarttaki muhafazakâr siyaset çizgisiyle
yeniden üretmek amacındadır. Yeni “muhafazakâr demokrat” çizginin,
muhafazakârlığın genlerine ve tarihî kodlarına uygun şekilde, ama, siyaset
yaptığımız coğrafyanın toplumsal ve kültürel geleneklerine yaslanarak ortaya
konması, Türk siyasetine yeni bir soluk getirecektir. AK Parti, geçmişten
veya bir medeniyet havzasından siyaset çizgisi ödünç almak yerine, kendi
düşünce geleneğiyle dünya genelinde de test edilen bir siyasal tutumu yeniden
üretmeyi doğru bulmaktadır.
Bizim, yeni
siyaset anlayışımıza zemin olan muhafazakâr demokrat kimliğimize göre, siyaset,
bir uzlaşı alanıdır. Toplumsal alandaki çeşitlilik ve farklılığı siyasal
alanda da kabul ediyor ve siyasetin taraflarını her zeminde uzlaşıya davet
ediyoruz. Bize göre farklılıklar tabiî bir durum ve zenginliktir. Toplumsal
ve kültürel çeşitlilikler, demokratik çoğulculuğun üreteceği tolerans ve hoşgörü
zemininde, siyasete bir renklilik olarak katılmalıdırlar. Katılımcı
demokrasinin de farklılıklara temsil olanağı sağlayarak ve siyasal sürece katarak
kendisini geliştireceği düşüncesini esas kabul etmekteyiz.
AK Partinin
muhafazakârlık anlayışı, siyasal otoriteyi, hukukî ve siyasî meşruluğun
ötesinde bir meşruluk temeline oturtmakta ve siyasal iktidarın var olan toplumu
tanıyarak, işlevlerini onun irade ve değerlerine uygun olarak yürütmesi
gerektiğini belirtmektedir.
Sadece
sayısal güce dayanan bir yönetim anlayışını benimsemiyoruz. Toplumsal
mutabakattan güç alan bir siyaset anlayışından yanayız. Bize göre siyasî iktidarın en temel
dayanağı, millî iradenin kabulüne mazhar olarak, meşruluğunu milletin genel
kabulünden almasıdır. Hukukî meşruiyetin kaynağı, hiç şüphesiz ki,
milletin siyasal varoluşunun ifadesi olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasıdır.
AK
Partinin muhafazakâr kimliği, siyasal gücün bir kişinin veya grubun elinde
yoğunlaşmasını
destekleyen, bireysel ve siyasal özgürlüklere karşı olan, siyasal katılımın
hemen hemen tüm biçimlerini reddeden, baskı ve güç kullanımını öngören dayatmacı
siyasal anlayışları reddetmektedir. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Vs. vb. Yazıyı
fazla uzatmamak nedeniyle en iyisi burada keselim. Zira Tamamı da ayni mealde uzayıp
gidiyor. Meraklıları kaynaktan okuyabilirler.
Kaynak:
HÜKÜMETLER-PROGRAMLARI
VE GENEL KURUL GÖRÜŞMELERİ – TBMM Yayınları
USA Paranoyası artık kendisini Biden Paradoksuna dönüştürerek çıkmaz yollar kavşağına gelmiştir. Bakalım yardımsız tek seçeneği olan taşlı, dikenli, çeşitli engebeli çıkış yolunu, kendi başına bulabilecek mi? Çaresizliğini çok iyi hissediyorum. Ve belki de Kennedy dışında ilk defa bir USA Başkanına acıdığımı söyleyebilirim.
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder